Maden Cinayetleri Üzerine
Bartın'da bulunan bir madende yaşanan patlamada pek çok madenci hayatını kaybetti. Pek çok aile bu gece büyük bir dram yaşadı. Yaralılar ve göçük altından çıkartılmayı bekleyen canlar var. Allah herkese sabır versin.
Tıpkı Soma felaketinde olduğu gibi geçimini madencilikten kazanan pek çok aile için bu felaketler birer milat oluyor. Babasını yitiren evlatlar, çocuklarını kaybeden anne ve babalar, aile ve yakın çevre tarihi bu makus olayla merkezlenen insanımız yine acı çekiyor. Yaşanan ve yaşanacak pek çok acı öykü var her bir ailede, maalesef.
Peki sorun ne? Türkiye en çok maden ve iş kazası yaşayan ülkelerden birisi dünyada. Muhtemelen pek çok sıkıntılı konuda olduğu gibi bu konuda da sıralamada dünyada en başlarda yer alıyoruz. Madence zengin ve sömürünün en acımasızca yaşandığı çağ-daş köleliğin meş'um kıtası Afrika'daki Kongo gibi kara kaderli ülkeler ile yarışıyoruz madenci ölümleri konusunda.
Sorunun nedenini çok basit aslında. İki kelime ile özetlenebilir tüm bu ölümlerin sebebi:
"Tamah ve değer".
Ölüm olarak adlandırılan bu kayıplar özünde birer cinayet aslında; başka açıdan bakılınca, öldürmeye tam teşebbüs hukuki olarak. Yıllardır yaşanan şey kader değil. Tesadüf hiç değil. Bilinçli bir tercih var burada olmasına göz yumulan...
Tamah açgözlülük demek. İnsan hayatının değerini ne ile takas ettiğiniz sorusunu sormak ve cevaplamak gerekiyor burada hem de en sert üslup ile, üstelik sansür yasasının ilk gününde. Bu konuda kendimize karşı dürüst olmamız gerekiyor. Neyi neye tercih ediyoruz? Daha derine inmek, daha çok kâr elde etmek için daha çok risk almak, daha çok para kazanmak için hayati önemi olan tedbirleri insan canı pahasına göz ardı etmek ve denetlemelerde buna göz yumacak kadar haris olmak? Bu mudur değer dengesi? Paraya karşı insan hayatı?
Babam bir işçi emeklisi. Termik santrallerinde kaynak filmlerini çekerek ekmek parası kazandı yıllarca, bizi helal lokma ile doyurdu. Fabrika inşaatı tepelerinde; geceleri örümcek kirişler üzerinde metrelerce yukarılarda sürekli risk altında çalışarak. Küçüklüğüm iş kazalarını yaşdaşlarımın acı öykülerini ve komşu anne ağıtlarını duyarak ve dinleyerek geçti.
Ülkedeki sorun kanun ve kurallara uyulmadığında ceza almayacağını bilmekten kaynaklıdır. Bir zamanlar girmeye çalıştığımız "AB" müktesebatı bu konularda çok detaylı önlemler ve yaptırımlar dayatır iş sahiplerine. Babamın iş arkadaşlarının, sadece bir elektrik lambası değiştirmek için lambanın altına güvenlik şeridi çekip merdiveni sağlamlaştıran ve üç dört ayrı önlem alan İngiliz işçiler ile nasıl alay ettiğini hatırlıyorum. Ampül değiştirmek için güvenlik şeridi şartı konulmuş iş güvenliği yasası gereği. Batıyı övecek değilim. Binlerce kara derili insanın toprağını ve zenginliklerini gasp edip köleleştirip toplu olarak sefalete iten ve yeryüzünün en büyük katliamlarının müsebbibi de aynı batı.
Emek değerlidir. Para sadece üstüne değer atfedilmiş bir mevhum ve farz edilen bizim yücelttiğimizdir. Aslolan insan değeridir. Yasalar insan için insana karşı tamahı dizginleyen araçlar olmalıdır...
Yorumlar
Yorum Gönder