21. Yüzyılda "kölelik" de ne diyebilirsiniz? Alex Haley'nin The Roots (meşhur Kunta Kinte) romanı ve ithal pembe dizi Köle Isaura ile büyüyen bir neslin yitik evlatları olarak, aklımızdaki köle algısı genelde klişeleşmiş tipik bir imgelem. Beyazlar tarafından plantasyonlarda kırbaçlanan kara, ilkel ve çıplak insanlar. Tam bir National Geographic dergisi zihniyeti algısı.
Medeniyetin sadece batılı insana ait olduğu paradigmasının subliminal dayatması bu. Tarihi yazan, felsefe, sanat ve mimariyi kutsayan, sanayi devrimi ve coğrafi keşiflerin mimarı, bilim ve demokrasinin mucidi "beyaz ve medeni" üst-ırk yalanının müsebbibinin beyin yıkaması aslında.
Tarihe dönüp baktığınızda kölelik Eski Dünyada; Roma'da, Mısır'da, Azteklerde, Moğollarda, Arap Yarımadasında çok sıradan bir uygulama. Zenginlerin ve güç sahiplerinin köleleri (ve cariyeleri) var. Bristol, Liverpool ve Amsterdam köle ticaretinin en işlek limanları. Amistad filmini tavsiye ederim; insan nasıl bir canavar diye merak ederseniz.
Benim zihinsel kavgam bu klişe resim ile değil. Bu çok açık bir kölelik ideası. Derdim; hepimizin bir biçimde soluduğu modern kölelik ile. İnsanı dört yönden kuşatan zindanlarıyla ilgili bir mesele bu. Özgürlük kavramı algımız ile ilgili. Konu çok uzun ve teferruatlı. Yedi tür kölelik var bence; ama beni bağlayan bireysel olan kısmı. Kültürel, inançsal, toplumsal, maddi, coğrafi ve ırksal kölelikler ayrı konu başlıkları - belki sonra...
Farklı dillerde kölelik; yük hayvanı, kul, hizmetçi, piç, satılan Slav ırkı gibi sözcüklerden geçerek evrilmiş. Özünde başkasına aitlik söz konusu. Harcadığımız zaman ve emek açısından bakarsak, kapital-hegomen dünyada kimse kendinin efendisi bile değil!
Kendi elleriyle yaptıkları putlara tapan Cahiliyye Araplarından bir adım ileriye gidebilmiş ve özgürleşmiş falan değiliz. Daha kötüsü kendi "tasarladığımız" ve üstünde sayılar ve resimler olan kağıt ve metalleri Rab'leştirip, enerji, emek ve asla geri satın alamayacağımız vaktimizi bunların karşılığında takas ediyoruz. Özgür ve modern ve de beyaz bireyleriz halbuki.
En fenası da şüphesiz aklın köleliği.
Sonra bu konuyu irdeleyelim!
Özgür bir hafta sonu dileklerimle.
Yorumlar
Yorum Gönder