Ana içeriğe atla

Duyduğumuz ve Gördüğümüz

Duyduğumuz ve Gördüğümüz
Stoacı Roma imparatoru Marcus Aurelius'a ait güzel bir söz var, gerçekten üzerinde uzun uzun düşünülüp, çerçeveletip duvara asmaya değecek kadar da sağlam bir ifade. Hemen her şeyin sanal ve kurgusal bir dünyaya doğru gittiği yeni yüzyılda zan ile hareket edilmesine dair belki ciddi bir farkındalık yaratabilir:

"Duyduğumuz her şey bir görüştür, bir gerçek değildir. Gördüğümüz her şey de bir bakış açısıdır, hakikat değildir."

İnsanoğlu fıtratı gereği çok farklı görüş, düşünce, bakış açısı, siyasi eğilim, sosyo-kültürel geçmiş, finansal durum, bireysel farklılıklardan müteşekkil düşünen bir varlık. Pek çok farklı malzemeden oluşmuş bir tür hamur, zaman içinde karşılaşılan değişik şartlarla pişen ve şekil kazanan, bazen katılaşan; bazen esnekleşen bir dokuya evrilen ve değişebilen yapıya sahip akıl ve bilinç sahibi üst kalibrede bir organizma. Bu yazıyı paylaştığım sosyal paylaşım platformu belki de bu sözü en çok doğrulayan mecraların en başında geliyor. Filtreli resimler, havalı sözler, sahte kimlikler ve abartılı sunumlar ile kamufle olmuş ruhların cirit attığı bir vadi bile olabilir. 

Bir tarafta görüntüsel anlamda muhteşem güzel  kadınlar, yakışıklı erkekler, şatafatlı hayatlar, bitmeyen tatiller, mükellef kahvaltılar, sarsılmaz aşklar, mutlu aile tabloları, diğer tarafta akıl dağıtan fotojenik bilgeler, sevimli sevgi pıtırcıkları, yolda kaybolmuş spirituel rehberler, geleceği okuyan fütüristler ve ufku geniş vizyonerler; paylaşımları ile ışık saçıyor alacakaranlıkta. Ama tüm bu sunulanlar özünde birer görüş ve iki boyutlu resimlerden ibaret. 

Gerçeğin sayısallaşmış dijitalize edilmiş yansımaları; gerçek ve hakikatin aynası olmaktan ziyade bir nebze çarpıtılmış versiyonları olabilir. Elbette pek çok paylaşım da doğruluk ve samimiyeti de yansıtıyor olabilir. Ama buna karar veren ilginç şekilde bizim kendi bakış açımız, bizim yargımız - hatta bazen önyargımız bile olabilir.

Zan büyük bir yanılsamadır. Hakikat ise bizzat tecrübe edip yaşadığımız...

Aşk ve sevgiyle...

Everything we hear is an opinion, not a fact.  Everything we see is a perspective, not the truth. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Masal

Masal ... Neden olsun isteriz, Masallardaki aşklar gerçek? Mutlu gülüşler sonsuz, Birliktelikler, sorunsuz? ... Niye çok isteriz hep? O da beni - benim kadar, Ve hatta benden de çok... Daha da çok sevsin diye? ... Nedir karşılıksız aşkları; Bu kadar değerli ve unutulmaz, Kavuşulan aşkları ise sıradan yapan? Nedir aşkı, maşuktan bile kopartan? ... Niye bekleriz hep, tutkuyla sevip de, Karşılık bulamadığımız aşklar; Önümüzde serpilip büyüsün diye, Bilerek ve beyhude bir çırpınış ile? ... Neden çok sevilen anlamaz, Sevildiğini ve değer verildiğini? Bu güzel masalın her harfinin Bizzat kendisi için; yazılıp, çizildiğini?  ... Neden küçümsenir ki sevenin sevgisi? Niye görülmez bülbüle yâr olan gül bahçesi? Niçin hep bir inat, hep bir tafra yüceltir, Ve daha değerli kılar, yarım bırakılan sevgiyi? ... Karşılık almadan sevebilmek, Ne kadar da ilahi ve yücedir, halbuki... Kim, neden heba eder ki aşığının sevgisini? Ve rehberi yapar boş yere kendi ümitsizliğini? ... Sen de biliy...

HAYATINIZI DÜZENE SOKACAK 20 ALIŞKANLIK

Hayatınızı Düzene Sokacak 20 Alışkanlık Öncelikle herkese güzel bir hafta sonu dileklerimle. Umarım hayatınızın akışını arada bir durup sorguluyorsunuz. Yanlış anlaşılmasın sakın. Felsefi ve ontolojik bir var oluşçuluk ve bütüncül bir yaşam kaygısını sorgulamacı bir tutum ile irdelemek değil niyetim asla.  Bugüne hafif gibi görünen ama yaşam kalitemizi engelleyen, başarıya ve hedeflediğimiz amaca giden yolda bizi sekteye uğratan bir takım olumsuz davranışlarımızı ve nispeten kötü alışkanlıklarınızı azaltmaya yönelik bir takım önerilerim olacak.  Düzenli takip ettiğim bir kaç yabancı motivasyon ve kişisel gelişim hesabı var. Daga çok Amerikalıların bakış açısı ve dünya görüşü ile şekillenmiş tavsiyeler bunlar. Ben buradaki önerileri biraz bizim ülke ve insanımız bağlamına uyarlamaya çalıştım.   Hepsinin de değerli öneriler olduğunu düşünüyorum.  Küçük adımlarla giderek, hepsini değil belki ama dört beş tanesini bile uygulama geçirmek oldukça olumlu de...

Kendinizi Aşmanın 33 Yolu

Kendini Aşmanın 33 Yolu (İlk 15 Adım!)  Hemen hepimiz kendimize dair bir takım serzeniş ve şikayetler içerisinde oluyoruz. Az veya çok... İstemsizce veya üstüne basa basa şikayet ediyoruz.  Bazı şikayetlerimiz fiziksel şartlarımız ile ilgili. Kimimiz boyundan memnun değil, kimimiz kilosundan. Kimimizin beli kalın, bazılarımızın kırışıklıkları çok.  Kimimiz göz rengini lens kullanarak, kimimiz de fazla kilolarından sert diyet yaparak kurtulabiliyor.  Kimimiz ticari zekasının azlığından şikayetçi; kimimiz ise sinirlerini kontrol edemeyerek çevresini kırıp dökmekten. Bazılarımız ise tam bir toksik canavara dönüşmüş durumda, travmalarının acısını bi-haber olan yakın çevresinden çıkartıyor... Kimimiz bazen bir duygu süpürgesi,  kimimiz kalp buldozeri, kimimiz de ilişki mengenesi...  Ama her şey bir yana, hayat devam ediyor. Stoacı bakış açısını benimsemiş bir fani olarak, kendimizi sevmemiz, kendimizi iyi tanımamız ve içimizdeki o potansiyeli uyandır...