Tesadüf Öyküleri adı altında karşılaşma öyküleri yazan, kader, irade, seçim ve bireyin varlık ve farkındalığını çokça sorgulayan birisi olarak bu kavram beni büyülüyor. Neden var hayatımızda böyle bir kavram? Çok karmaşık, çok...
Kelime Arapçada ş-d-f kökünden türemiş; "çakışma ve karşılaşma" demekmiş. Redhouse Sözlüğü ise "aramadan bulmak" dip notunu düşmüş. Bence bütün sır burada yatıyor. Aramadan bulmakta... Bir sürü aşk böyle başlıyor. Hayatta birlikte yapılan pek çok uzun yolculuğun ve birlikteliğin nüvesi böyle atılıyor. O ilk mucizevi kıvılcım ile.
Kimileri inanmıyor tesadüflere. Her şeyi salt insan çabasına bağlıyor. Bence bu kişisel başarının açıklanmasına dair bir sonuç bildirgesi. Dini motifler kullanmayı sevenler ise bir adım öteye geçip, "tevafuk" kelimesini seçiyorlar ısrarla. Gavurca'daki "grand design" a nispet: her daim bir ilâhî kasıt ve iradenin varlığına atfederek.
Ben ise tesadüfün bir katelizör olduğuna inanıyorum. Bir tür kibrit ateşi, bir kıvılcım, devinime ivmeyi veren ilk itme gücü; sihirbaz çubuğunun ucundaki o dokunuş: o muazzam enerjinin tetikleyicisi. Aslında tüm tesadüfler başlangıçtan ibaret, o kadar... Gerisi size ve çabanıza kalmış. Son sözü yine de elbette başka "Biri" söyleyecek. Kabul etsek de etmesekte de... Ama çaba çok ama çok belirleyici.
Tesadüf Öyküleri için öykü konusu ararken trilyarlarca şeyin tesadüfen olabileceğini fark ettim: yazar için o gün, o mekanda, o anda, o metal parçasının yere düşmesi bile bir hikâye olabilir. Sanatsal bir resme yazdığınız yoruma verilen bir cevap bile bir tesadüf. Parkta birinin ders kitabını bankın altına düşürmesi de. Okulun ilk gününde ürkekçe size fizik amfisinin yerini soran o çocuk da. Tatildeyken bindiğiniz takside unutulan cüzdan da. Ya da yaz kursunda ablasını ziyarete gelen o genç kızın koridorda size çarpması da...
Kimi tesadüfler muhteşemdir: size mutlu bir hayat bahşeder; kimisi de iyi bir derstir - canınızı okur, hayatı öğretir ve olabilecek en iyi lütuf olur size; önünüzü açar çekip gittiğinde ve tüm aldığınız derslerden daha kıymetli bir ders olur size.
Hulâsa; tesadüf diye bir şey yok. Ve özünde her şey bir tesadüf.
Kelime Arapçada ş-d-f kökünden türemiş; "çakışma ve karşılaşma" demekmiş. Redhouse Sözlüğü ise "aramadan bulmak" dip notunu düşmüş. Bence bütün sır burada yatıyor. Aramadan bulmakta... Bir sürü aşk böyle başlıyor. Hayatta birlikte yapılan pek çok uzun yolculuğun ve birlikteliğin nüvesi böyle atılıyor. O ilk mucizevi kıvılcım ile.
Kimileri inanmıyor tesadüflere. Her şeyi salt insan çabasına bağlıyor. Bence bu kişisel başarının açıklanmasına dair bir sonuç bildirgesi. Dini motifler kullanmayı sevenler ise bir adım öteye geçip, "tevafuk" kelimesini seçiyorlar ısrarla. Gavurca'daki "grand design" a nispet: her daim bir ilâhî kasıt ve iradenin varlığına atfederek.
Ben ise tesadüfün bir katelizör olduğuna inanıyorum. Bir tür kibrit ateşi, bir kıvılcım, devinime ivmeyi veren ilk itme gücü; sihirbaz çubuğunun ucundaki o dokunuş: o muazzam enerjinin tetikleyicisi. Aslında tüm tesadüfler başlangıçtan ibaret, o kadar... Gerisi size ve çabanıza kalmış. Son sözü yine de elbette başka "Biri" söyleyecek. Kabul etsek de etmesekte de... Ama çaba çok ama çok belirleyici.
Tesadüf Öyküleri için öykü konusu ararken trilyarlarca şeyin tesadüfen olabileceğini fark ettim: yazar için o gün, o mekanda, o anda, o metal parçasının yere düşmesi bile bir hikâye olabilir. Sanatsal bir resme yazdığınız yoruma verilen bir cevap bile bir tesadüf. Parkta birinin ders kitabını bankın altına düşürmesi de. Okulun ilk gününde ürkekçe size fizik amfisinin yerini soran o çocuk da. Tatildeyken bindiğiniz takside unutulan cüzdan da. Ya da yaz kursunda ablasını ziyarete gelen o genç kızın koridorda size çarpması da...
Kimi tesadüfler muhteşemdir: size mutlu bir hayat bahşeder; kimisi de iyi bir derstir - canınızı okur, hayatı öğretir ve olabilecek en iyi lütuf olur size; önünüzü açar çekip gittiğinde ve tüm aldığınız derslerden daha kıymetli bir ders olur size.
Hulâsa; tesadüf diye bir şey yok. Ve özünde her şey bir tesadüf.
Yorumlar
Yorum Gönder