Ana içeriğe atla

Tolstoy'un Bir Sözüne Dair

Tolstoy'un Bir Sözüne Dair


Zannederim hepimiz istisnasız yaşıyoruz bunu sosyal medyada gezinirken; ruhumuza hitap eden yazılar, güzel - özlü sözler, alıntılar ile karşılaşınca, ister istemez kısa bir süre duruyor, düşünüyor ve sonra da ya o sözü kaydediyoruz arşive (ekran görüntüsü de olabilir) ya da beğenip; ya hemen sevdiğimiz birine, ya o sözü seveceğini veya o sözün bir tür derman olacağını  düşündüğümüz kişiye gönderiyoruz. 

Şayet bir "unutulmamışlık veya acı" varsa, muhatap ya da müsebbibe doğrudan gönderiyor ya da kendi sayfamızda paylaşarak subliminal mesaj veriyoruz karşı tarafa. Yeni iletişim biçimi türlerinden birisi de bu galiba. Nebatice ifade etmek gerekirse: neo-iletişimde unortodoks yönelimin izdüşümsel açılımı bu artık...

Rus yazarlar dünya edebiyat tarihinde çok ayrı bir yere sahipler. Insan ruhunu derinine analiz etme konusunda diğer milletlerden yazarlard olduğu gibi belki çok iyiler. Kimi edebiyat eleştirmenlerine göre "Suç ve Ceza" edebiyat tarihinde yazılmış en iyi roman. Raskalnikof'un zihninin içinde insana dair derin analizlerle gezinmek olağanüstü. Bence de en iyi roman🙏 ... 

Lev Nikolayeviç Tolstoy'da müthiş. "İnsan Ne İle Yaşar?", sorusu bile kitap kapağı olmak için yeterli. Söyle demiş Tolstoy bir sürü güzel söz gibi:

"Hayatta unutamayacağımız en büyük pişmanlık, pişman olurum diye yapmadıklarımızdır."

Bu sözü hep Robert Frost'un "The Road Not Taken" şiirine benzetiyorum aslında. O da bir tür seçme ifadesini anlatır. Az bilineni tercih etmek ve bilinenden imtina etmeye dair. "Pişmanlık" zannederim sadece insanoğluna bahşedilmiş ya da ceza olarak verilmiş bir duygu... O da düşünüp muhasebe yapabildiğimiz için oluşan bir aklî meleke. İlk pişmanların cennetten sürülen Adem ve Havva olduğu düşünülürse pişmanlık tarihi en eski tarih kategorisine giriyor - doğrudan!

Tersi de söz konusu. Yaptıklarımız için duyduğumuz pişmanlıklar. Belki kabul gören bir özür ve  tövbe kurtarır bizi, bilemedim...Bu tamamen ayrı bir yazı konusu. Kefaret/Atonement (2007) filmini şiddetle öneriyorum... İyi gelebilir ruha. 

Hayat nispeten kısa. Pişman olmamak için riski göze alıp denemek ve yaşamak ve belki de sonra pişman olmak daha kabul edilebilir döngüsel süreç ya da kendini gerçekleştiren bir fasit daire. Hayat ve zaman gelmiş geçmiş en büyük iki öğretmen ne de olsa...  

Tolstoy'un bisikleti diye bir deyim var. Gecikmediniz yani... Güzel bir gün olsun.   
 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Masal

Masal ... Neden olsun isteriz, Masallardaki aşklar gerçek? Mutlu gülüşler sonsuz, Birliktelikler, sorunsuz? ... Niye çok isteriz hep? O da beni - benim kadar, Ve hatta benden de çok... Daha da çok sevsin diye? ... Nedir karşılıksız aşkları; Bu kadar değerli ve unutulmaz, Kavuşulan aşkları ise sıradan yapan? Nedir aşkı, maşuktan bile kopartan? ... Niye bekleriz hep, tutkuyla sevip de, Karşılık bulamadığımız aşklar; Önümüzde serpilip büyüsün diye, Bilerek ve beyhude bir çırpınış ile? ... Neden çok sevilen anlamaz, Sevildiğini ve değer verildiğini? Bu güzel masalın her harfinin Bizzat kendisi için; yazılıp, çizildiğini?  ... Neden küçümsenir ki sevenin sevgisi? Niye görülmez bülbüle yâr olan gül bahçesi? Niçin hep bir inat, hep bir tafra yüceltir, Ve daha değerli kılar, yarım bırakılan sevgiyi? ... Karşılık almadan sevebilmek, Ne kadar da ilahi ve yücedir, halbuki... Kim, neden heba eder ki aşığının sevgisini? Ve rehberi yapar boş yere kendi ümitsizliğini? ... Sen de biliy...

HAYATINIZI DÜZENE SOKACAK 20 ALIŞKANLIK

Hayatınızı Düzene Sokacak 20 Alışkanlık Öncelikle herkese güzel bir hafta sonu dileklerimle. Umarım hayatınızın akışını arada bir durup sorguluyorsunuz. Yanlış anlaşılmasın sakın. Felsefi ve ontolojik bir var oluşçuluk ve bütüncül bir yaşam kaygısını sorgulamacı bir tutum ile irdelemek değil niyetim asla.  Bugüne hafif gibi görünen ama yaşam kalitemizi engelleyen, başarıya ve hedeflediğimiz amaca giden yolda bizi sekteye uğratan bir takım olumsuz davranışlarımızı ve nispeten kötü alışkanlıklarınızı azaltmaya yönelik bir takım önerilerim olacak.  Düzenli takip ettiğim bir kaç yabancı motivasyon ve kişisel gelişim hesabı var. Daga çok Amerikalıların bakış açısı ve dünya görüşü ile şekillenmiş tavsiyeler bunlar. Ben buradaki önerileri biraz bizim ülke ve insanımız bağlamına uyarlamaya çalıştım.   Hepsinin de değerli öneriler olduğunu düşünüyorum.  Küçük adımlarla giderek, hepsini değil belki ama dört beş tanesini bile uygulama geçirmek oldukça olumlu de...

Kendinizi Aşmanın 33 Yolu

Kendini Aşmanın 33 Yolu (İlk 15 Adım!)  Hemen hepimiz kendimize dair bir takım serzeniş ve şikayetler içerisinde oluyoruz. Az veya çok... İstemsizce veya üstüne basa basa şikayet ediyoruz.  Bazı şikayetlerimiz fiziksel şartlarımız ile ilgili. Kimimiz boyundan memnun değil, kimimiz kilosundan. Kimimizin beli kalın, bazılarımızın kırışıklıkları çok.  Kimimiz göz rengini lens kullanarak, kimimiz de fazla kilolarından sert diyet yaparak kurtulabiliyor.  Kimimiz ticari zekasının azlığından şikayetçi; kimimiz ise sinirlerini kontrol edemeyerek çevresini kırıp dökmekten. Bazılarımız ise tam bir toksik canavara dönüşmüş durumda, travmalarının acısını bi-haber olan yakın çevresinden çıkartıyor... Kimimiz bazen bir duygu süpürgesi,  kimimiz kalp buldozeri, kimimiz de ilişki mengenesi...  Ama her şey bir yana, hayat devam ediyor. Stoacı bakış açısını benimsemiş bir fani olarak, kendimizi sevmemiz, kendimizi iyi tanımamız ve içimizdeki o potansiyeli uyandır...