Ana içeriğe atla

Masal

Masal

...

Neden olsun isteriz,

Masallardaki aşklar gerçek?

Mutlu gülüşler sonsuz,

Birliktelikler, sorunsuz?

...

Niye çok isteriz hep?

O da beni - benim kadar,

Ve hatta benden de çok...

Daha da çok sevsin diye?

...

Nedir karşılıksız aşkları;

Bu kadar değerli ve unutulmaz,

Kavuşulan aşkları ise sıradan yapan?

Nedir aşkı, maşuktan bile kopartan?

...

Niye bekleriz hep, tutkuyla sevip de,

Karşılık bulamadığımız aşklar;

Önümüzde serpilip büyüsün diye,

Bilerek ve beyhude bir çırpınış ile?

...

Neden çok sevilen anlamaz,

Sevildiğini ve değer verildiğini?

Bu güzel masalın her harfinin

Bizzat kendisi için; yazılıp, çizildiğini? 

...

Neden küçümsenir ki sevenin sevgisi?

Niye görülmez bülbüle yâr olan gül bahçesi?

Niçin hep bir inat, hep bir tafra yüceltir,

Ve daha değerli kılar, yarım bırakılan sevgiyi?

...

Karşılık almadan sevebilmek,

Ne kadar da ilahi ve yücedir, halbuki...

Kim, neden heba eder ki aşığının sevgisini?

Ve rehberi yapar boş yere kendi ümitsizliğini?

...

Sen de biliyorsun ki, 

Sanki bir masal gibiydi bizimkisi,

Seni, sensiz bir aşk ile - 

Bile bile kabul ediş idi benimkisi...

...

Aşkı tek kişilik ve uzaktan yaşamak, 

Muhtemelen aşkların en afillisi,

Şairlerin bile yetişemediği ve

Aşkın rajonu bu olsa dedikleri... 

...

Ey sevgili, ey aşkın en saf ve en kor hali!

Affet bu faniyi ve lütfen üzme seni seveni,

Sen de biliyorsun ki, en basından beri 

Şartlarımız apaçık belliydi...

...

Ezip geçme zaten yaralı 

Ve eksik kalan kırgın yüreğimi,

Haydi, artık çekinme, yüzüme bak ve söyle:

Böyle bir sevgiyi sana kim verebilirdi?

...

Şiirlerden masallar yazdım sana,

Lavanta kokan anılar ektim beyaz sayfalarına,

Sonsuz aşk defterinin arasına sakladım seni,

Gizlice kokladım rüzgarla denizden gelen nefesini...

Gel tarumar etme, kalbinde sıkıca tut sevgimizi...

...

Küsüp gitme, sakın yarı yollarda koyma beni,

Sonra çok üzüleceksin sen de, 

Tıpkı benim gibi...

Ve bunu sen de biliyorsun, 

Değil mi ey sevgili? 

Masal

...

Neden olsun isteriz,

Masallardaki aşklar gerçek?

Mutlu gülüşler sonsuz,

Birliktelikler, sorunsuz?

...

Niye çok isteriz hep?

O da beni - benim kadar,

Ve hatta benden de çok...

Daha da çok sevsin diye?

...

Nedir karşılıksız aşkları;

Bu kadar değerli ve unutulmaz,

Kavuşulan aşkları ise sıradan yapan?

Nedir aşkı, maşuktan bile kopartan?

...

Niye bekleriz hep, tutkuyla sevip de,

Karşılık bulamadığımız aşkları;

Önümüzde serpilip büyüsün diye,

Bilerek ve beyhude bir çırpınış ile?

...

Neden çok sevilen anlamaz,

Sevildiğini ve değer verildiğini?

Bu güzel masalın her harfinin

Bizzat kendisi için; yazılıp, çizildiğini? 

...

Neden küçümsenir ki sevenin sevgisi?

Niye görülmez bülbüle yâr olan gül bahçesi?

Niçin hep bir inat, hep bir tafra yüceltir,

Ve daha değerli kılar, yarım bırakılan sevgiyi?

...

Karşılık almadan sevebilmek,

Ne kadar da ilahi ve yücedir, halbuki...

Kim, neden heba eder ki aşığının sevgisini?

Ve rehberi yapar boş yere kendi ümitsizliğini?

...

Sen de biliyorsun ki, 

Sanki bir masal gibiydi bizimkisi,

Seni, sensiz bir aşk ile - 

Bile bile kabul ediş idi benimkisi...

...

Aşkı tek kişilik ve uzaktan yaşamak, 

Muhtemelen aşkların en afillisi,

Şairlerin bile yetişemediği ve

Aşkın rajonu bu olsa dedikleri... 

...

Ey sevgili, ey aşkın en saf ve en kor hali!

Affet bu faniyi ve lütfen üzme seni seveni,

Sen de biliyorsun ki, en basından beri 

Şartlarımız apaçık belliydi...

...

Ezip geçme zaten yaralı 

Ve eksik kalan kırgın yüreğimi,

Haydi, artık çekinme, yüzüme bak ve söyle:

Böyle bir sevgiyi sana kim verebilirdi?

...

Şiirlerden masallar yazdım sana,

Lavanta kokan anılar ektim beyaz sayfalarına,

Sonsuz aşk defterinin arasına sakladım seni,

Gizlice kokladım rüzgarla denizden gelen nefesini...

Gel tarumar etme, kalbinde sıkıca tut sevgimizi...

...

Küsüp gitme, sakın yarı yollarda koyma beni,

Sonra çok üzüleceksin sen de, 

Tıpkı benim gibi...

Ve bunu sen de biliyorsun, 

Değil mi ey sevgili? 

...

Asla vaz geçirme beni - 

Sevmekten seni!

Kimse eritmedi gözleriyle 

Senin baktığın gibi beni...

...

Süre ver, dedin bana...

Düşüneceğim seni ve

Şüphe duyduğum sevgini...

Belki sonra suna'bilirim 

Yine sana sevgimi... 

...

Oysa ikimiz de çok iyi biliyoruz ki,

Şiirlere sığmayan bu arzulu aşk, 

Sadece senin için  

Ve hep sana özel idi...

...

Şimdi sen bana bir masal ol,

Ben ise senin masalındaki 

Sana aşık o biçare deli,

Erit, aşkla yanan bakışlarınla,

Gözlerinin hapsinde beni...

...

Ve şunu hep bilmeni isterim ki, 

Kalbimdeki yerin, 

Üzerinden binlerce yıl geçse bile

İnan ki her şeyden, 

Ama her şeyden çok daha derin...

...

Bu masalı gerçek kılan ise...

Kalbimi ısıtan tatlı cümlelerin, 

Yumuşacık sevgi dolu sözlerin

Ve bana bakan ışıl ışıl gözlerin... 

...

Nevfel Baytar 

4 Aralık 2023

Ankara. 


























Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

HAYATINIZI DÜZENE SOKACAK 20 ALIŞKANLIK

Hayatınızı Düzene Sokacak 20 Alışkanlık Öncelikle herkese güzel bir hafta sonu dileklerimle. Umarım hayatınızın akışını arada bir durup sorguluyorsunuz. Yanlış anlaşılmasın sakın. Felsefi ve ontolojik bir var oluşçuluk ve bütüncül bir yaşam kaygısını sorgulamacı bir tutum ile irdelemek değil niyetim asla.  Bugüne hafif gibi görünen ama yaşam kalitemizi engelleyen, başarıya ve hedeflediğimiz amaca giden yolda bizi sekteye uğratan bir takım olumsuz davranışlarımızı ve nispeten kötü alışkanlıklarınızı azaltmaya yönelik bir takım önerilerim olacak.  Düzenli takip ettiğim bir kaç yabancı motivasyon ve kişisel gelişim hesabı var. Daga çok Amerikalıların bakış açısı ve dünya görüşü ile şekillenmiş tavsiyeler bunlar. Ben buradaki önerileri biraz bizim ülke ve insanımız bağlamına uyarlamaya çalıştım.   Hepsinin de değerli öneriler olduğunu düşünüyorum.  Küçük adımlarla giderek, hepsini değil belki ama dört beş tanesini bile uygulama geçirmek oldukça olumlu de...

Kendinizi Aşmanın 33 Yolu

Kendini Aşmanın 33 Yolu (İlk 15 Adım!)  Hemen hepimiz kendimize dair bir takım serzeniş ve şikayetler içerisinde oluyoruz. Az veya çok... İstemsizce veya üstüne basa basa şikayet ediyoruz.  Bazı şikayetlerimiz fiziksel şartlarımız ile ilgili. Kimimiz boyundan memnun değil, kimimiz kilosundan. Kimimizin beli kalın, bazılarımızın kırışıklıkları çok.  Kimimiz göz rengini lens kullanarak, kimimiz de fazla kilolarından sert diyet yaparak kurtulabiliyor.  Kimimiz ticari zekasının azlığından şikayetçi; kimimiz ise sinirlerini kontrol edemeyerek çevresini kırıp dökmekten. Bazılarımız ise tam bir toksik canavara dönüşmüş durumda, travmalarının acısını bi-haber olan yakın çevresinden çıkartıyor... Kimimiz bazen bir duygu süpürgesi,  kimimiz kalp buldozeri, kimimiz de ilişki mengenesi...  Ama her şey bir yana, hayat devam ediyor. Stoacı bakış açısını benimsemiş bir fani olarak, kendimizi sevmemiz, kendimizi iyi tanımamız ve içimizdeki o potansiyeli uyandır...