Bunun Kime Ne Faydası Var?
Çok nadir olarak televizyon izleyen bir adamım. İzlediğim zaman da zaten bir kanalda sabit kalamıyorum. Yıllar önce (webden kontrol ettim 4-5 yıl önce imiş) bir kanalda Üç Adam isimli şov programında türkücü Mahmut Tuncer konuk idi. Aynı zamanda da bir genç (sonradan teyit etmek için baktım Rubik küpü yapma rekortmeni Emre Erdin imiş - bir yetenek yarışmasına katılmış...) konuk vardı küp ile değişik şovlar yapan. YouTube linkini ekliyorum merak edenler için. https://youtu.be/UUoRnKVhUJM
Nasıl olduysa garip biçimde bir araya gelen çok alakasız bu ekip çok absürt bir durum-komedi oluşturduğu için programa takıldım ve kısa bir süre merakla izledim. Bazı kimselerin alay ederek takıldıkları az eğitimli halk türkücüsünün neden zamanla bu kadar başarılı ve ülkece çok tanınan bir sanatçıya dönüştüğünü o tuhaf şovu izlerken fark ettim. Fayda kavramını tekrar sorguladım. Öğrencilere özellikle izlettiğim bir video oldu bu sonra... Düşündürücü olduğunu için.
Rubik küpü dünyada en çok satan oyuncağı zannederim. Ben de eskiden iki üç ayrı versiyonunu almıştım. Anahtarlık olanı bile vardı cebimde. Nasıl çalıştığını görmek için de bir tane özellikle bozmak için satın almıştım. Bir küre mekanizma etrafında şeritler desteğiyle dönen 6 yüzlü 8 köşeli ve 12 kenarlı bu küp aslında tam bir tasarım harikası. Üç eksen üzerinde döndürülmesi ise işin sırrı. 2x2x2 olanı da var 7x7x7li olanı da. Mucidi Macar heykeltıraş Ernõ Rubik tarafından 1974 yılında tasarlanmış. Bu arada asla Rubik küpünü yapmayı beceremedim. Bir kere bile! Üç boyutlu düşünmeden ziyade o mekanik tekrar duygusundan haz etmeyince pes ettim.
Yıllar önce, Muğla Yatağan'da otururken, tembelliği ve haytalığı ile nam salmış - nispeten varlıklı bir komşu çocuğu (benden iki sınıf büyüktü) o dönem meşhur olan Rubik in atası sayılabilecek iki boyutlu kaydıraklı puzzle yapıyordu üzerinde Aspirin logosu olan. Okulda hiç bir başarısı olmayan bu çocuk inanılmaz bir hızla bozuk resmi kareleri kaydırarak eski haline getiriyordu (şimdiki basit 2048 oyununa benzer bir mekanizma aslında). Okulun en gözde ve gelecek vaat eden sözde en çalışkan çocuğu olarak ben onu da yapmayı bir türlü beceremedim... Mekanik zekam yokmuş demek ki ! Başka bir arkadaşım yıllar sonra Rubik küpü uzmanı olmuştu evde. TÜBİTAK Dergisi alıp işin sırrını öğrenmişti internetin olmadığı dönemde!
Programa dönecek olursak; Mahmut Tuncer ilginç bir kişilik. 1961 Urfa doğumlu kalabalık bir Türkmen bir ailenin 5. çocuğu imiş ve eskiden profesyonel futbol oynamış. Diskografisine bakınca 22 albüm yaptığını gördüm. Halk türküsü ve arabesk söyleyip beste yapan ve son dönemde de sosyal medyada halay başı olmasıyla meşhur olan bir sanatçı. Nevi şahsına münhasır samimi bir insan.
O programda Mahmut Tuncer çok hızla Rubik küpünü çözen genci (Emre) kuliste iken izlediğini söylüyor ve gerçek bir halk filozofu olarak üstelik de çok haklı bir gerekçe ile sorguluyor: altı ayrı yüzdeki renkleri birleştirmenin nasıl bir toplumsal faydası var? Bunun kime ne faydası var diye soruyor ısrarla anlamak için? Çapraz ve tersten düşünerek de soruyor: Yapılamaması durumunda ise bunun kime ne zararı olduğunu da sorguluyor. Kimi kesimlerin alay ederek baktığı Arabeskçi türkücünün içinde aslında gerçek bir filozof olduğu ortaya çıkıyor. Başarılı olmak bunu gerektiyor zira. Hayatta kalma becerisi bu.
Şovu kurtarmaya çalışan program sahibi üç genç sunucu (ki hepsi de bugün başarılı sanatçılar) durumu bile algılamakta zorlanıyor o anda...Tuncer çok haklı zira. Analitik zeka falan diyerek de kurtulamıyor program... Bu kez Mahmut Tuncer daha da pratik bir soru soruyor gence: 21 çarpı 12 kaçtır diye? Hayat için gereken temel matematik bilgisinin anlamını bilen birisi olarak. Genç burada da bocalıyor...
Evet yapılan şeyin kime ne faydası olduğunu düşünmek toplumsal bir varlık olan insanoğlu için önemli. Kimi eğlence sektöründe. Türkü söyleyerek sizi mutlu ediyor ve düşündürüyor. Ya Rubik küpünü 10 saniye de çözmek için harcadığınız aylar ve yıllar süren ve kaybedilen zaman? Evet bireysel olarak kesinlikle keyif verici. Ama fayda konusuna gelince bize kazandırdığı veya kaybettirdiği bir şey yok.
O nedenle yeni neslin faydalı olana yönelmesi önemli. İyi ve faydalı geçen bir hafta sonu olsun...
Yorumlar
Yorum Gönder