Ana içeriğe atla

Büyü

Büyü

"Büyü" kelimesini ilk gördüğünüz anda sizi ürküttü biliyorum. Herkeste farklı çağrışımları olsa da, iyi şeyler düşünmediniz diye tahmin ediyorum. Muhtemelen aklınıza "kara büyü" denilen kategorideki kötücül (Latince male- ön eki ile başlayan kelimelerde olduğu gibi: malign, malevolent, malignant, malicious, vs) sözcüklerle ilintili sahneler geldi. Büyü yaptıranlar, cinci hocalar, düğümlere üfleyenler, (potion, elixir denen Arapça el-iksir den türeme!) buhar olan iksirler, küre ve suya bakarak bir şeyler mırıldanan falcılar uçuştu zihninizde belki de. Ya da muska ve büyü yaptıran akrabalar, kötü komşu teyzeler, kesilmiş saçlar, buhurdanlıklar, çaputlar çağrıştı beyninizn kıvrımlarında. 

Afrika'da ve Haiti gibi coğrafyalarda uygulanan vudu (Voodoo doll) bebeği kullanılan veya the Excorcist tarzı şeytan çıkarma ayinlerinin olduğu Hollywoodvari korku filmi içerikleri değil konumuz. Ya da ABD Salem'de ve Kuzey İngiltere İskoçya, Galler gibi yerlerde yapılan cadı avı da değil aklımdaki resim (Bu arada - akademik olarak korku filmleri incelemesi yapmış birisi olarak Vatikan gelenekli 1999 yapımı "Stigmata" filmini kesinlikle öneriyorum. Dozunda bir gerilimdir. Jenerik kısım görüntüleri ise grafik ödülü alacak kadar muhteşemdir).  

Doğu geleneğinde ise büyü çok daha yaygın. 1001 Gece Masalları'nda Şehrazat'ın anlattığı öykülerde hep başka bir forma dönüşmüş insanlar ve yaratıklardan bahsedilir. Grimm kardeşlerden Kurbağa Prens, Külkedisi Sindirella'daki balkabağı ve fareler, Harry Potter'daki sihirli değnek, Türk senaryosu Sihirli Annem'deki Taci 🫣 hep aynı türdeki büyü işlerinin beyaz perde veya beyaz cama yansımaları...

Bir kaç gündür eleştiri oklarını alan dijital platform versiyonu bizim konumuz olmasa da, çok güzel bir "Disney" çizgi filmini hatırladım içinde dönüştürme sanatı kullanılan ve büyü kelimesinin bol bol geçtiği. 1991 yapımı the Beauty and the Beast: Güzel ve Çirkin, 2D olsa da muhteşem bir filmdi, romantik komedi olarak çiftlere onu da tavsiye ederim. Biz ders için kullanıyorduk A.Ü. TÖMER'de videolu eğitim yaparken 1993-95lerde... Büyü ile ilgili "to cast a spell on somebody" yapısını öğretirdim vocabulary exercise olarak.. Birine büyü yapmakta kullanılan "spell" kelimesi aynı zamanda büyü demek. Çok ilginç değil mi? Yani görülen o ki büyü aslında mırıldanma bile olsa, kelimeler ile desteklenmek zorunda... 

Ben olumlu anlamda büyü-lenmek kelimesini kullanmaktan bahsediyorum bu yazımda. Kötücül değil tam tersine; etkilenmek, büyülenmek ve sarhoş olmak anlamındaki büyülenmek - yani yine İngilizceye dönecek olursak: "fascinated, enchanted, enthralled, infatuated" anlamındaki etkilenmek"bewitched" gibi de efsunlanmış boyuttaki kısmen aklını yitirme durumu değil burada kast ettiğim. Güzellikle, sözle, bakışla, eda ve endam ile sarhoş olmak ve sarhoş edip etkilemek ve büyülemek anlamında... 

Ama bütün bunlar bir yana, kelimelerin doğal bir büyüsü var... Kimi sözler gelip geçer iken bazıları acımadan yüreği delip geçiyor. Sözler, hayali kurulan şeyler olmadığında derin bir yara ve iz bırakır. Birisi için kullandığınız bir sesleniş, güzel bir hitap, sevgiliye taktığınız özel ikinize ait isim kalbi eriten bir söz, büyüleyici etkisi olan tınılı bir ses, muhteşem yumuşak bir tonlama, dudaktan dökülen ve dinginlik veren sakinleştirici ve yatıştırıcı etkisi olan (tranquil & soothing) büyülü sözlerdir aslında. 

Ya da tersi; bireyleri, toplulukları galeyana getiren, savaşlarda ön cephede ölümüne savaştıran, cennet vaat eden sözlerde büyü içerir dile dair rhetoric/belagat içeren. Amin Maalouf'tan Semerkand romanında geçen Alamut kalesindeki Haşhaşîlerin nasıl birer suikastçı "assassin'e" dönüştüğü aslında sözlerin etkisi ve saykodelik maddelerin hemhal olması ile mümkün oldu. Sözler öyle büyüleyici olabilir ki bazen bir medeniyet kurar bazen de medeniyet yıkar. Bu kelimelerin güçlü büyüsü ile mümkün olabilir ancak. 

Aynı şey sevgililik ve aşk için de geçerli. Güzel söylenmiş bir söz, düzgün bir kişilik ve nezaket ile birleştiğinde, tatlı sohbet sözcüklerin büyüsü ile zamanı eritip buhar ediyor ettiğinde, bakışlar ve gözlerdeki derinlik, dudak kenarındaki minik bir tebessüm hali her tür büyüyü gölgede bırakır... 

Düzgün bir kişilik ve duruş, tatlı bir tebessüm ile yoğrulmuş tınılı bir ses tonu, güzel bir yüz ile ona yoldaşlık ettiği müddetçe, bırakın sözler yapsın işini, sizde büyünün muhatabı olarak akışta ve an'da kalın... Bazen büyülenmek iyi gelir ruha. Canlandırır... Mutlu eder ve mutluluk iyidir. 

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Masal

Masal ... Neden olsun isteriz, Masallardaki aşklar gerçek? Mutlu gülüşler sonsuz, Birliktelikler, sorunsuz? ... Niye çok isteriz hep? O da beni - benim kadar, Ve hatta benden de çok... Daha da çok sevsin diye? ... Nedir karşılıksız aşkları; Bu kadar değerli ve unutulmaz, Kavuşulan aşkları ise sıradan yapan? Nedir aşkı, maşuktan bile kopartan? ... Niye bekleriz hep, tutkuyla sevip de, Karşılık bulamadığımız aşklar; Önümüzde serpilip büyüsün diye, Bilerek ve beyhude bir çırpınış ile? ... Neden çok sevilen anlamaz, Sevildiğini ve değer verildiğini? Bu güzel masalın her harfinin Bizzat kendisi için; yazılıp, çizildiğini?  ... Neden küçümsenir ki sevenin sevgisi? Niye görülmez bülbüle yâr olan gül bahçesi? Niçin hep bir inat, hep bir tafra yüceltir, Ve daha değerli kılar, yarım bırakılan sevgiyi? ... Karşılık almadan sevebilmek, Ne kadar da ilahi ve yücedir, halbuki... Kim, neden heba eder ki aşığının sevgisini? Ve rehberi yapar boş yere kendi ümitsizliğini? ... Sen de biliy...

HAYATINIZI DÜZENE SOKACAK 20 ALIŞKANLIK

Hayatınızı Düzene Sokacak 20 Alışkanlık Öncelikle herkese güzel bir hafta sonu dileklerimle. Umarım hayatınızın akışını arada bir durup sorguluyorsunuz. Yanlış anlaşılmasın sakın. Felsefi ve ontolojik bir var oluşçuluk ve bütüncül bir yaşam kaygısını sorgulamacı bir tutum ile irdelemek değil niyetim asla.  Bugüne hafif gibi görünen ama yaşam kalitemizi engelleyen, başarıya ve hedeflediğimiz amaca giden yolda bizi sekteye uğratan bir takım olumsuz davranışlarımızı ve nispeten kötü alışkanlıklarınızı azaltmaya yönelik bir takım önerilerim olacak.  Düzenli takip ettiğim bir kaç yabancı motivasyon ve kişisel gelişim hesabı var. Daga çok Amerikalıların bakış açısı ve dünya görüşü ile şekillenmiş tavsiyeler bunlar. Ben buradaki önerileri biraz bizim ülke ve insanımız bağlamına uyarlamaya çalıştım.   Hepsinin de değerli öneriler olduğunu düşünüyorum.  Küçük adımlarla giderek, hepsini değil belki ama dört beş tanesini bile uygulama geçirmek oldukça olumlu de...

Kendinizi Aşmanın 33 Yolu

Kendini Aşmanın 33 Yolu (İlk 15 Adım!)  Hemen hepimiz kendimize dair bir takım serzeniş ve şikayetler içerisinde oluyoruz. Az veya çok... İstemsizce veya üstüne basa basa şikayet ediyoruz.  Bazı şikayetlerimiz fiziksel şartlarımız ile ilgili. Kimimiz boyundan memnun değil, kimimiz kilosundan. Kimimizin beli kalın, bazılarımızın kırışıklıkları çok.  Kimimiz göz rengini lens kullanarak, kimimiz de fazla kilolarından sert diyet yaparak kurtulabiliyor.  Kimimiz ticari zekasının azlığından şikayetçi; kimimiz ise sinirlerini kontrol edemeyerek çevresini kırıp dökmekten. Bazılarımız ise tam bir toksik canavara dönüşmüş durumda, travmalarının acısını bi-haber olan yakın çevresinden çıkartıyor... Kimimiz bazen bir duygu süpürgesi,  kimimiz kalp buldozeri, kimimiz de ilişki mengenesi...  Ama her şey bir yana, hayat devam ediyor. Stoacı bakış açısını benimsemiş bir fani olarak, kendimizi sevmemiz, kendimizi iyi tanımamız ve içimizdeki o potansiyeli uyandır...