Türkçe güzel bir dil. Bizde pek çok deyimsel ifade var. Eline sağlık, kolay gelsin, hayırlı işler, rast gele, Allah analı babalı büyütsün, Allah tamamına erdirsin, darısı başınıza, Allah taksiratını affetsin, vs vs. Bu ifadelerden Türkçe'de yaklaşık olarak 150 civarı olduğu söyleniyor. Bize bu ifade grubunda en yakın dil Yunanca imiş, ki onlarda bunun yarısı kadar bile yok. Dilbilimde bu ifadelere "formulaic expressions" deniliyor. Durumsal temenni ifadeleri denebilir belki.
Son zamanlarda "eyvallah" ifadesine takıldı dilim. Başta biraz erkeksi bir ifade gibi geliyor kulağa. Hafif bıçkın biraz da külhanbeyi bir tonlama var içinde. Bazı kesimler bu tür ifadeleri kullanmıyor, ya da kullanmayı hoş bulmuyor. Bir taraftan da kadın jargonuna da uzak bir ifade. Sanki kadın dili için biraz maskülen kaçıyor.
Eyvallah ifadesi üç ayrı bağlamda kullanılıyor Türkçe'de ve Zannederim ben sonuncu bağlamı kullanmayı aşırı cesur buluyorum. Çoğu kadın için eyvallah ifadesinin üçüncü kullanımı çok sert ifade - bir tür ilişki bitiriş ültimatomu gibi.
Birinci kullanımı daha ziyade teşekkür etme maksatlı. Özellikle erkek esnafa bu ifadeyi kullanmayı seviyorum. Örneğin kebapçı da: "Abi sizin hesap 630 TL tuttu". - "Eyvallah birader, veya Eyvallah kardeşim!" Birader veya kardeşim eklenmez ise, eyvallah ifadesi boşa gitmiş gibi geliyor... Ya da bugün bir kafede yaşadığım diyalog da işlediği şekilde: Satış yapmaya çalışan birazda konuşkan ahçı ile aramda geçen kısacık diyalog: "Abi, çok yakışıklı, valla çok karizmatiksin! (anlık bir ya ne oluyoruz hayırdır soru işareti üstüne) ne alırsın yemeklerden?" Buna mukabil "Eyvallah birader - gözlük yüzünden karizmanın nedeni!" deyip durup dururken bir pilav almak zorunda kaldım 🫣.
İkinci eyvallah kullanımı ise biraz veda içerebilir. Özellikle ilişkilerde restleşme varsa, kadınların ilişkilerde naz maksatlı hayır ya da naz maksatlı olmaz modu vardır. Bu noktada kullanılan bir eyvallah çok şeyi kopartıp atabilir. Tecrübe ile sabit 😉. O yüzden bu riski alacak hemcinslerime bu bağlamda eyvallah kullanımı konusunda çok itidalli davranmalarını tavsiye ediyorum bir aşko-kuşkolog olarak... Örneğin: "Nevfel, bizim ilişkimizde bir şeyler pek gitmiyor, bırakalım mı?" sorusuna (ki bu asla bir direk soru değildir - bir deneme türü retorik sorudur 😜), "Eyvallah!" derseniz bunu düzeltmek için çok uzun süre dört dönmek zorunda bırakılırsınız. Ki artık bu konularda hiç eyvallahım kalmadı...
Üçüncü eyvallah kullanımı biraz işi akışına bırakma modu şeklinde cereyan ediyor. Bu artık iletişimin Nirvanası, bir tür artık takmama, iplememe modu da denebilir. Bazen bu mod içinde sitem de mevcut olabiliyor. Bağlamsal örnek: "Hocam sizin dediğiniz konuyu biz başka şekilde halletmeye karar verdik!" Denilince ve sizin bütün danışmanlık tecrübeniz yok sayılınca da: "Eyvallah, size kolay gelsin 🙏" deyip geçiyorum. Ya da başka bir bağlam, yine iş hayatından: "Hocam, biz artık bu işi yapamayacağız, bırakmak istiyoruz!" Denilince siz de ister istemez reste rest çekiyorsunuz: "Eyvallah arkadaşlar, yeni birilerini bulacağız bu durumda... Destekleriniz için çok teşekkür ederiz!!" diyerek saplamanızı yaparsınız. İş hayatı bazen böyle olmak zorunda olabilir.
Tüm bunlar içinde en güçlü eyvallah size çekilen ilişki restleşmelerinde yaşanıyor. Eyvallahı kalmamak diye bir durum var. Taraflardan birisi ilişkiyi çok yorunca, bir de kırılma noktasına kadar getirip zorlayınca, arkasında durabilecek iseniz: Eyvallah deyin. Yeterince yürek yediniz ve yaptığınız duruşun arkasında mangal gibi yüreğiniz varsa, en güzel yaşam felsefesi eyvallah, sana da eyvallah!...
Ağustos sıcaklarını yaşadığımız Eylül sonundaki bir Pazar gününde, ey hayat sana da eyvallah!
Yorumlar
Yorum Gönder