Ana içeriğe atla

Stéphanie Frappart

Stéphanie Frappart
Stéphanie Frappart (Erkek) Dünya Futbol Kupasında maç yöneten ilk kadın hakem diğer iki kadın yan hakem ile beraber. E Grubunda bir üst tura çıkacak takımların neredeyse düğümlendiği Kosta Rika - Almanya maçında görev aldı 1983 doğumlu 1.64 boyundaki Fransız kadın hakem. Bu erkek egemen dünya adına çok geç kalınmış - ama muhteşem bir haber hele de futbolun 1863ten beri - neredeyse 160 yıldır oynandığını düşünecek olursak ... 

Dünya Kupasının önüne parantez içinde erkek yazmak durumunda kaldım ister istemez bu tezat durumu vurgulamak için. Elbette çok uzun süredir kadınlar da futbol oynuyor ve hakemlik yapıyorlar. Yeryüzü kadın erkek eşitliği ve cinsiyet eşitliği için çok ama çok geç kalınmış bir karar. İşin ilginç tarafı bu kararın FIFA tarafindan kadın haklarının oldukça kısıtlı olduğu bir coğrafyaya yakın (nispeten daha seküler ve daha modern) bir Arap ülkesi olan zengin Katar'ın ev sahipliği yaptığı dünya kupası sırasında olması da manidar. Tıpkı ırkçı ABD'de Obama'nın 44. ABD başkanı; İngiltere'nin yüzyıllarca soyup soğana çevirdiği sömürgesi Hindistan'ın İngiliz kökenli Hintlisi Rishi Sunak'ın başbakan seçilmesi gibi... 

Dünya kurulduğu günden bu yana (insanın yeryüzündeki varlığı diyelim biz buna... İngilizce tabiriyle; since the dawn of humankind) insanoğlu önyargıları ve aşağılayıcı tavrını hep korudu ve hep üstünlük ya da aşağılık kompleksi ile şekillendi insanoğlunun makus talihi ve tarihi... Maalesef. Her tür etnik, ırkçı, seksist, cinsel ayrımcı ve yaftalayıcı bir zihniyet ile yetişti insanoğlu - hangi coğrafya da olursa olsun. Tutsi ve Hutular; beyazlar ve siyahiler, Naziler ve Yahudiler, kadınlar ve erkekler, Yunanlılar ve Türkler, İspanyollar ve Katalanlar, Kızıl Kmerler ve Vietnamlılar; Uygurlar ve Çinliler, vs vs daha yüzlerce makro ve mikro düzeyde etnik ya da ulusal - dini ya da mezhebi ayrılıklar... 

Bir kadının bir maçta hakemlik yapması neden bu kadar ilginç? ve önemli olabilir ki? Çok sıradan ve çok doğal bir süreç olmalıydı halbuki... Elbette kadın ve erkek arasında - özellikle de spor müsabakalarında - fiziksel bir güç, sertlik ve performans farkının olduğu aşikar. Pek çok spor dalında da pozitif ayrımcılık gereği aynı şartlarda yarışmaları da makul değil elbette. Kadına zulm olabilir bu durum bazen (bkz. önce kadınlar ve çocuklar).  Fakat bu ayrım kas gücüne dayalı sporlara veya ağır işlere has daha ziyade... Onun dışında mental olarak yapılacak hemen her işte kadın ve erkek benzer şartlarda ve düzeyde etkili ve nüfuzlu olabilmeli... 

Anadolu'nun bilgesi ve bozkırın tezenesi Neşet Ertaş ustanın dediği gibi: "Kadınlar insandır, biz insanoğlu..."  Yeryüzünün daha pek çok Stéphanie Frappart ile dolması dileğiyle...



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Masal

Masal ... Neden olsun isteriz, Masallardaki aşklar gerçek? Mutlu gülüşler sonsuz, Birliktelikler, sorunsuz? ... Niye çok isteriz hep? O da beni - benim kadar, Ve hatta benden de çok... Daha da çok sevsin diye? ... Nedir karşılıksız aşkları; Bu kadar değerli ve unutulmaz, Kavuşulan aşkları ise sıradan yapan? Nedir aşkı, maşuktan bile kopartan? ... Niye bekleriz hep, tutkuyla sevip de, Karşılık bulamadığımız aşklar; Önümüzde serpilip büyüsün diye, Bilerek ve beyhude bir çırpınış ile? ... Neden çok sevilen anlamaz, Sevildiğini ve değer verildiğini? Bu güzel masalın her harfinin Bizzat kendisi için; yazılıp, çizildiğini?  ... Neden küçümsenir ki sevenin sevgisi? Niye görülmez bülbüle yâr olan gül bahçesi? Niçin hep bir inat, hep bir tafra yüceltir, Ve daha değerli kılar, yarım bırakılan sevgiyi? ... Karşılık almadan sevebilmek, Ne kadar da ilahi ve yücedir, halbuki... Kim, neden heba eder ki aşığının sevgisini? Ve rehberi yapar boş yere kendi ümitsizliğini? ... Sen de biliy...

HAYATINIZI DÜZENE SOKACAK 20 ALIŞKANLIK

Hayatınızı Düzene Sokacak 20 Alışkanlık Öncelikle herkese güzel bir hafta sonu dileklerimle. Umarım hayatınızın akışını arada bir durup sorguluyorsunuz. Yanlış anlaşılmasın sakın. Felsefi ve ontolojik bir var oluşçuluk ve bütüncül bir yaşam kaygısını sorgulamacı bir tutum ile irdelemek değil niyetim asla.  Bugüne hafif gibi görünen ama yaşam kalitemizi engelleyen, başarıya ve hedeflediğimiz amaca giden yolda bizi sekteye uğratan bir takım olumsuz davranışlarımızı ve nispeten kötü alışkanlıklarınızı azaltmaya yönelik bir takım önerilerim olacak.  Düzenli takip ettiğim bir kaç yabancı motivasyon ve kişisel gelişim hesabı var. Daga çok Amerikalıların bakış açısı ve dünya görüşü ile şekillenmiş tavsiyeler bunlar. Ben buradaki önerileri biraz bizim ülke ve insanımız bağlamına uyarlamaya çalıştım.   Hepsinin de değerli öneriler olduğunu düşünüyorum.  Küçük adımlarla giderek, hepsini değil belki ama dört beş tanesini bile uygulama geçirmek oldukça olumlu de...

Kendinizi Aşmanın 33 Yolu

Kendini Aşmanın 33 Yolu (İlk 15 Adım!)  Hemen hepimiz kendimize dair bir takım serzeniş ve şikayetler içerisinde oluyoruz. Az veya çok... İstemsizce veya üstüne basa basa şikayet ediyoruz.  Bazı şikayetlerimiz fiziksel şartlarımız ile ilgili. Kimimiz boyundan memnun değil, kimimiz kilosundan. Kimimizin beli kalın, bazılarımızın kırışıklıkları çok.  Kimimiz göz rengini lens kullanarak, kimimiz de fazla kilolarından sert diyet yaparak kurtulabiliyor.  Kimimiz ticari zekasının azlığından şikayetçi; kimimiz ise sinirlerini kontrol edemeyerek çevresini kırıp dökmekten. Bazılarımız ise tam bir toksik canavara dönüşmüş durumda, travmalarının acısını bi-haber olan yakın çevresinden çıkartıyor... Kimimiz bazen bir duygu süpürgesi,  kimimiz kalp buldozeri, kimimiz de ilişki mengenesi...  Ama her şey bir yana, hayat devam ediyor. Stoacı bakış açısını benimsemiş bir fani olarak, kendimizi sevmemiz, kendimizi iyi tanımamız ve içimizdeki o potansiyeli uyandır...