Ana içeriğe atla

Gezgin Bir Ruhun Dinginliği


Gezgin Bir Ruhun Dinginliği 


Dönemsel gelgitler yaşıyoruz hepimiz. Bazen hayatın anlamını sorguladığımız anlar oluyor. Kimi zamanda iş yoğunluğu ve hayat heyhulası içinde kaybolup gidiyoruz. Kendimizi dönemsel bir boşlukta hissedip bir anlam arayışı ve bir ışık arıyoruz - içimizdeki onulmaz kuytulukları doldurma ve doyurma çabasıyla.


Bazen fark ediyorum; aşırı düşünme (overthinking) hali veya durumu; olabilecek muhtemel güzellikleri de perdeliyor. O nedenle asla mutsuzluk ve karamsarlık bir şiar olmamalı insan hayatında diyorum kendime. Baglamsal olarak kendi adıma konuşmam gerekirse, hayatı bahşedilmiş en güzel şey olarak görüyorum - hedonizm ve eyyamcı bir halet-i ruhiyeden sıyrılıp, anlam yüklü bir iz bırakmak ve yeryüzüne minicik de olsa bir imza atmak niyetindeyim. Sadece yitirilmiş bir hedef ve gerçekleştirilmemiş hayallerin buruk tadı var zihnimin yorgun kıvrımları arasında. 


Bazen hayatın keyif vermeyen taraflarının baskınlaştığını hissedersiniz ta, işte tam o anlarda bu ruh halini tersine çevirebilecek diğer olasılıkları ve alternatif mutluluk kaynaklarını harekete geçirmek gerekiyor. "Yapmayı sevdiğiniz şeyler çekmecesine" bakıp, biraz içinde gezinip, mutlu edecek şeyleri görmek ve oradan alıp çıkartmak güzel olacaktır.  


Güzel havanın tadını çıkarmak, yağmurda yürümek, çok sevdiğiniz birini aramak, aile, akraba veya bir dosta telefon etmek, uzun zamandır görüşmediğiniz birine telefonla da olsa merhaba demek, bir süre ara verdiğiniz bir hobiye geri dönmek, yeryüzünde var olduğun için şükretmek, gökyüzündeki bulutları izleyip onları bir şeylere benzetmek, yolda gülümseyerek ve selam vererek yürümek, yemekten ve içmekten en çok keyif aldığınız lezzetleri tatmak, uzanıp dinlemek, gelen geçeni seyretmek, havayı ciğerlerine kadar çekmek, kulaklığı takıp delice dans etmek, sessizce bir köşede dua etmek, güneşte gözleriniz kamaşıncaya kadar beklemek, sevdiğinize sıkı sıkıya sarılmak,  kahve falına bakmak, keyifle bir roman okumak, gözleri ufka ve yakamozlara dalıp gitmek... 


Mutluluk veren ne varsa - ne kadar sıradan, önemsiz, basit de olsa - tebessüm ettirdiği müddetçe onları keyifle yapmak gezgin ruhlara dinginlik verecek, sakinleştiricek ve kalbinizi sevgi ve güzelliklerle dolduracaktir. Hayat ve dünyanın sıradan gaileleri gerçekten gerilmek ve Atlas gibi omuzlarında taşımak için gereksiz yere ağır ve beyhude... 


Önerim şu: sizi mutlu eden, stresinizi ve karamsarlığınızı azaltan her kim ise o kişilere daha çok sarılın, onlarla daha çok bir arada olup, bolca vakit geçirin ve de her ne sizi mutlu ve huzurlu kalıyorsa (rutinleriniz, keyif veren zevkleriniz, değer verdiğiniz eşyalar ve huzur ve dinginlik hissi veren inançlarınız ve rituelleriniz) onları daha çokça yapmaya gayret edin... Yok olma ve yokluk ile sınanacağınızı bilerek coşkulu bir ruhsal zenginlik ile mütmain kalmayı destur edinerek yaşamak en güzeli...


Dingin bir ruh haliyle hayatla hemhal olmanız temennisi ile sağlık ve sıhhat içinde çok ama çok güzel şeyler olsun hayatımızda🙏... 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Masal

Masal ... Neden olsun isteriz, Masallardaki aşklar gerçek? Mutlu gülüşler sonsuz, Birliktelikler, sorunsuz? ... Niye çok isteriz hep? O da beni - benim kadar, Ve hatta benden de çok... Daha da çok sevsin diye? ... Nedir karşılıksız aşkları; Bu kadar değerli ve unutulmaz, Kavuşulan aşkları ise sıradan yapan? Nedir aşkı, maşuktan bile kopartan? ... Niye bekleriz hep, tutkuyla sevip de, Karşılık bulamadığımız aşklar; Önümüzde serpilip büyüsün diye, Bilerek ve beyhude bir çırpınış ile? ... Neden çok sevilen anlamaz, Sevildiğini ve değer verildiğini? Bu güzel masalın her harfinin Bizzat kendisi için; yazılıp, çizildiğini?  ... Neden küçümsenir ki sevenin sevgisi? Niye görülmez bülbüle yâr olan gül bahçesi? Niçin hep bir inat, hep bir tafra yüceltir, Ve daha değerli kılar, yarım bırakılan sevgiyi? ... Karşılık almadan sevebilmek, Ne kadar da ilahi ve yücedir, halbuki... Kim, neden heba eder ki aşığının sevgisini? Ve rehberi yapar boş yere kendi ümitsizliğini? ... Sen de biliy...

HAYATINIZI DÜZENE SOKACAK 20 ALIŞKANLIK

Hayatınızı Düzene Sokacak 20 Alışkanlık Öncelikle herkese güzel bir hafta sonu dileklerimle. Umarım hayatınızın akışını arada bir durup sorguluyorsunuz. Yanlış anlaşılmasın sakın. Felsefi ve ontolojik bir var oluşçuluk ve bütüncül bir yaşam kaygısını sorgulamacı bir tutum ile irdelemek değil niyetim asla.  Bugüne hafif gibi görünen ama yaşam kalitemizi engelleyen, başarıya ve hedeflediğimiz amaca giden yolda bizi sekteye uğratan bir takım olumsuz davranışlarımızı ve nispeten kötü alışkanlıklarınızı azaltmaya yönelik bir takım önerilerim olacak.  Düzenli takip ettiğim bir kaç yabancı motivasyon ve kişisel gelişim hesabı var. Daga çok Amerikalıların bakış açısı ve dünya görüşü ile şekillenmiş tavsiyeler bunlar. Ben buradaki önerileri biraz bizim ülke ve insanımız bağlamına uyarlamaya çalıştım.   Hepsinin de değerli öneriler olduğunu düşünüyorum.  Küçük adımlarla giderek, hepsini değil belki ama dört beş tanesini bile uygulama geçirmek oldukça olumlu de...

Kendinizi Aşmanın 33 Yolu

Kendini Aşmanın 33 Yolu (İlk 15 Adım!)  Hemen hepimiz kendimize dair bir takım serzeniş ve şikayetler içerisinde oluyoruz. Az veya çok... İstemsizce veya üstüne basa basa şikayet ediyoruz.  Bazı şikayetlerimiz fiziksel şartlarımız ile ilgili. Kimimiz boyundan memnun değil, kimimiz kilosundan. Kimimizin beli kalın, bazılarımızın kırışıklıkları çok.  Kimimiz göz rengini lens kullanarak, kimimiz de fazla kilolarından sert diyet yaparak kurtulabiliyor.  Kimimiz ticari zekasının azlığından şikayetçi; kimimiz ise sinirlerini kontrol edemeyerek çevresini kırıp dökmekten. Bazılarımız ise tam bir toksik canavara dönüşmüş durumda, travmalarının acısını bi-haber olan yakın çevresinden çıkartıyor... Kimimiz bazen bir duygu süpürgesi,  kimimiz kalp buldozeri, kimimiz de ilişki mengenesi...  Ama her şey bir yana, hayat devam ediyor. Stoacı bakış açısını benimsemiş bir fani olarak, kendimizi sevmemiz, kendimizi iyi tanımamız ve içimizdeki o potansiyeli uyandır...