Ana içeriğe atla

Başarı Nedir?


Başarı Algısı Nedir?
Uzun süredir kafamı kurcalayan kavramlardan birisi de 'başarı'. Bu sözcüğünün kişiden kişiye  yarattığı algının ve tanımın çok kişisel olduğunu düşündüm en baştan beri.  Bu nedenle tek yönlü ve dar bir bakış açısı ile başarıyı görmek yerine; çok boyutlu ve çok yönlü (multi-faceted) açılardan başarıyı ve başarılı insan kimdir tanımını ele alıp görmeye çalışmak daha yerinde bir yaklaşım olacak zannımca...  

Akademik olarak öz-değerlendirme yaptığımda kağıt üstünde notlarım ve yıl ve dönem sonu ortalamalarım, okuduğum okulların ülke sıralamasındaki yeri vb kriterler dikkate alındığında; oldukça başarılı (bir öğrenci) olduğum söylenebilir (elbette Türkiye şartları ve standartları dikkate alındığında geçerli bir iddia bu). Bunun kazancıma ne kadar yansıdığı sorusuna cevap vermeye bile çekiniyorum - özellikle de bu şartlarda devlet bürokrasisinde üst düzey idarecilik ve yöneticilikle taltif edilenlerin kofluğunu ve kişisel yontma başarılarını gözlemlediğimde daha da çok sorguluyorum bu kavramın zihinlerdeki çağrışımını...

İş hayatında da parasal kısımdaki başarısız girişimlerimi hariç tutmak kaydıyla 😛 istisnai bir başarıyı yakaladığımı düşünüyorum - mesleki tatmin ve ulaşılan pozisyon olarak (Yine dışarıdan bakıldığında ve Türkiye'deki ülke koşulları altında). Peki bunlar - birinci tekil şahıs kullanarak yazıyı kaleme almama binaen - "beni" bir bütün olarak başarılı kılıyor mu? Yani örneklendirmem ve müşahhaslaştırmam gerekirse; başarılı bir baba mıyım, örneğin? Duygusal ilişki yürütme anlamında başarılı bir yol arkadaşı oldum mu? Başarılı bir evlat mıydım anne ve babamın gözünde? Geriye bırakacağım "duygusal miras" bağlamında başarılı bir imza atmış olacak mıyım yeryüzü hatıra defterine? 

Çok çetrefilli sorular bunlar. Tipik metodolojik bir tutum sergileyip başarı kavramını ve bu algının ne olduğunu etimolojik olmasa da leksikografik olarak açmaya çalışayım. Şöyle demiş üstad Google efendi:   

Başarı, genellikle bir hedefe ulaşmak veya beklentileri karşılamak olarak tanımlanır. Bu hedefler ve beklentiler değişebilir ve kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Örneğin, 'başarı', bazı insanlar için; zengin olmak veya yüksek bir maaş kazanmak olabilirken, diğerleri için bu sözcük, sağlıklı ve mutlu bir aile ortamı yaratmak olarak algılanabilir... Başarı aynı zamanda birçok farklı alanda ölçülebilir. Örneğin, iş hayatında başarı, yüksek bir pozisyon veya bir şirket, bir işletme kuruluşu olabilir. Eğitim alanında, başarı üstün notlar veya bir iyi bir okulun prestijli bir bölümünden mezun olmak olarak da düşünülebilir. Spor alanında, başarı rekor kırmak veya bir kupa kazanmak olabilir.

Öte taraftan bakıldığında, başarının nasıl algılandığı ve değiştiği, aynı zamanda kişinin kültürü, değerleri ve hedeflerine de göre değişebilir. Örneğin, bir kişi için başarı, sadece zengin olmak veya yüksek paralar kazanmak olabilirken, diğer bir kişi için başarı, sosyal adaleti sağlamaya veya dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye yardımcı olmak olabilir. Bu nedenle, başarı kavramı kişiden kişiye ve alandan alana değişebien subjektif - fazlasıyla öznel bir kavram... Yani başarı, her kişi için farklı şeyler ifade edebilir ve bu nedenle de çok değişebilir. Aşağıda, başarının farklı alanlarda nasıl algılandığına dair örnekler vermeye çalışacağım:

Okul ve eğitim: Bir öğrencinin başarısı, derslerinde iyi notlar alarak okulun ilk sıralarında olma veya bir kaliteli bir okulun prestijli bir bölümüne giriş sınavında başarılı olma şeklinde algılanabilir. Bizim zamanımızda ÖYS ve ÖSS sıralaması idi en büyük kriter. İşin ilginç tarafı ingilizce de "Sınavda kaçıncı oldun?" sorusunu kurgulamak bile muamma gibidir. (çözüm şu zannederim: What is your overall standing in the University Entrance Exam?)  

İş hayatı: Bir iş insanının başarısı, yüksek maaş veya üst düzey bir pozisyon elde etme şeklinde algılanabilir. Galiba başarı denince en çok aklımıza gelen de bu... Özellikle at-avrat-silah üçlemesinin baskın olduğu erkek-egemen bir toplumda başarı nasıl bir arabaya bindiğiniz, hangi semtte kaç odalı bir evde oturduğunuz, şişkin banka hesabınız, gittiğiniz tatil beldeleri ve lüks hayatı sürdürme sıklığı ile ölçülür halde. Ne kadar saygı duyulduğunuz parasal gücünüz ile doğru orantılı bir denklem ile paralellik arz eder. 

Spor: Bir sporcunun başarısı, turnuvalarda üst sıralarda yer alma veya rekor kırma şeklinde algılanabilir. Maç kazanmak, kupa adedi başarıdır. Asist sayısı bile artık istatistiksel olarak anlamlı kabul edilen bir kriter futbolcu başarısı açısından...

Sanat: Bir sanatçının başarısı, eserlerinin beğenilmesi veya prestijli bir galeride sergilenme şeklinde algılanabilir. Ya da ne kadar yüksek meblağlara eserlerinizin sanatseverlerle buluştuğu başarı göstergesi...

Aile ve sosyal ilişkiler: Bir kişinin başarısı, sağlıklı ve mutlu bir aile yaşantısı kurma veya güçlü sosyal bağlar kurma şeklinde bile algılanabilir. Kimisi için çocuk sahibi olma merkezli bir başarı algısı hakim olabilir... Çocuklarla övünülecek durumda olmak kişisel başarı göstergesi olabiliyor özellikle de doğu toplumlarında... Torun torba sahibi olmak büyük bir başarı olabiliyor yeryüzününe genetik bir tohum bırakmak ve ismin sürmesi başarı kimileri için???

Kişisel gelişim: Bir kişinin başarısı, hedeflerine ulaşma veya kendini geliştirme şeklinde algılanabilir. Bu biraz daha bireysel tatmin ile ilintili bir durum. İyi bir sunum becerisi kazanmak bile bir başarı kimimiz için... Fotoğrafçılık kursundan alınan bir sertifika, kısacık bir webinarı tamamlamak dahi kişisel başarı öyküsü içinde yer alabilir. 

Bu örnekler, başarının farklı alanlarda nasıl algılandığını gösterirken aynı zamanda bu kavramın kişiden kişiye değişebildiğini göstermekte. 

Benim soyut başarı algım çok ama çok farklı ve zannederim biraz da uhrevî bir şeymiş geri dönüp baktığımda. Şimdi o başarılı olmak diye tanımladığım şeye dair ciddi şüpheler taşıyorum. Materyalist bir urba giydiğim de yok. Ancak gördüğüm şu ki zaman içinde pek çok düşünce ve yönelim de olduğu gibi, bu tür kavramlara affettiğiniz değerler manzumesinde de değişim yaşıyorsunuz... Kendini bilmek bir başarı iken; kendini çok iyi tanıyamadığını görmek de başarıyı yeniden sorgulatabiliyor... 

Özetle, başarı şu ömür dediğimiz kısa yolculukta geriye hoş bir sada bırakabilmekte yatıyor - elbette sizi tanıyan insanların kalpleri ve gözlerinde...




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Masal

Masal ... Neden olsun isteriz, Masallardaki aşklar gerçek? Mutlu gülüşler sonsuz, Birliktelikler, sorunsuz? ... Niye çok isteriz hep? O da beni - benim kadar, Ve hatta benden de çok... Daha da çok sevsin diye? ... Nedir karşılıksız aşkları; Bu kadar değerli ve unutulmaz, Kavuşulan aşkları ise sıradan yapan? Nedir aşkı, maşuktan bile kopartan? ... Niye bekleriz hep, tutkuyla sevip de, Karşılık bulamadığımız aşklar; Önümüzde serpilip büyüsün diye, Bilerek ve beyhude bir çırpınış ile? ... Neden çok sevilen anlamaz, Sevildiğini ve değer verildiğini? Bu güzel masalın her harfinin Bizzat kendisi için; yazılıp, çizildiğini?  ... Neden küçümsenir ki sevenin sevgisi? Niye görülmez bülbüle yâr olan gül bahçesi? Niçin hep bir inat, hep bir tafra yüceltir, Ve daha değerli kılar, yarım bırakılan sevgiyi? ... Karşılık almadan sevebilmek, Ne kadar da ilahi ve yücedir, halbuki... Kim, neden heba eder ki aşığının sevgisini? Ve rehberi yapar boş yere kendi ümitsizliğini? ... Sen de biliy...

HAYATINIZI DÜZENE SOKACAK 20 ALIŞKANLIK

Hayatınızı Düzene Sokacak 20 Alışkanlık Öncelikle herkese güzel bir hafta sonu dileklerimle. Umarım hayatınızın akışını arada bir durup sorguluyorsunuz. Yanlış anlaşılmasın sakın. Felsefi ve ontolojik bir var oluşçuluk ve bütüncül bir yaşam kaygısını sorgulamacı bir tutum ile irdelemek değil niyetim asla.  Bugüne hafif gibi görünen ama yaşam kalitemizi engelleyen, başarıya ve hedeflediğimiz amaca giden yolda bizi sekteye uğratan bir takım olumsuz davranışlarımızı ve nispeten kötü alışkanlıklarınızı azaltmaya yönelik bir takım önerilerim olacak.  Düzenli takip ettiğim bir kaç yabancı motivasyon ve kişisel gelişim hesabı var. Daga çok Amerikalıların bakış açısı ve dünya görüşü ile şekillenmiş tavsiyeler bunlar. Ben buradaki önerileri biraz bizim ülke ve insanımız bağlamına uyarlamaya çalıştım.   Hepsinin de değerli öneriler olduğunu düşünüyorum.  Küçük adımlarla giderek, hepsini değil belki ama dört beş tanesini bile uygulama geçirmek oldukça olumlu de...

Kendinizi Aşmanın 33 Yolu

Kendini Aşmanın 33 Yolu (İlk 15 Adım!)  Hemen hepimiz kendimize dair bir takım serzeniş ve şikayetler içerisinde oluyoruz. Az veya çok... İstemsizce veya üstüne basa basa şikayet ediyoruz.  Bazı şikayetlerimiz fiziksel şartlarımız ile ilgili. Kimimiz boyundan memnun değil, kimimiz kilosundan. Kimimizin beli kalın, bazılarımızın kırışıklıkları çok.  Kimimiz göz rengini lens kullanarak, kimimiz de fazla kilolarından sert diyet yaparak kurtulabiliyor.  Kimimiz ticari zekasının azlığından şikayetçi; kimimiz ise sinirlerini kontrol edemeyerek çevresini kırıp dökmekten. Bazılarımız ise tam bir toksik canavara dönüşmüş durumda, travmalarının acısını bi-haber olan yakın çevresinden çıkartıyor... Kimimiz bazen bir duygu süpürgesi,  kimimiz kalp buldozeri, kimimiz de ilişki mengenesi...  Ama her şey bir yana, hayat devam ediyor. Stoacı bakış açısını benimsemiş bir fani olarak, kendimizi sevmemiz, kendimizi iyi tanımamız ve içimizdeki o potansiyeli uyandır...