Ana içeriğe atla

Bugün Şiir Zamanı

Bugün Şiir Zamanı 


Şiirlerden fal tuttum bize,

Ne düşerse; artık, kısmetimize...

Şiire dair ne var ne yok ise,

Güzel sözler duyalım diye...


Şairler diyarından sana geldim,

Bil ki her mısrada seni çok özledim, 

İçime çektim seni her bir dizede

Yazdım adını kafiyelere ve rediflere...


Sonra, yağmur yağsın istedim, 

Birlikte yürürken ıslanırız belki, dedim;

Karlarda seninle yürümekti derdim,

Sırf elini tutup, içini ısıtmak için...


Papatyalardan da fal tuttum bize,

Ama hep "seviyor, seviyor" desin diye. 

Ve ben seni her düşündüğümde, 

Hep sana gülümsediğimi fark ettim...


Seni düşlemek bir başka güzelmiş de,

Ama, sen yine de çok kalma uzaklarda...

Kaybolup gitme sakın uykusuz akşamlarımda

Kalmasın o güzel ışıltılı gözlerin hülyalarımda...


Her aklıma geldiğinde, 

Yanar içim; bu benim sensizliğim...

Titrer mum alevinde erimiş kalbim;  

Hüzünlü bir bekleyiş bu der, geçer giderim...


Dolaştım tek başıma, senden uzak diyarlarda,

Aşkın bir türlü sana çıkmayan yitik sokaklarında...

Hazan zamanı, Hüzün Çıkmazı'nın en sonunda;

Bir bahar vakti yeniden kavuşma arzusuyla...


Galiba, hicran bunun adı; 

Hasret ile her bir zerresi yamalı, 

Bu aşkın boyasıyla yanıp tutuşmuş...

Al kora dönmüş tutkunun yeni adı...


Artık, hüznümün sızısı yavaşça dinerken,

Rahatlar kalbim ince ince; en derinden,

"Hoş geldin!" derim, yine sana ben; 

Sevmek zamanı gelmiş güzelim, yine yeniden.


Sonra bir kanat çırpışı duyulur uzaktan,

Bir beyaz güvercin gelir, ürkek kalbiyle;

Sakince konar ve oturur gönlüme...

Ben geldim der; artık bekleme, bak buradayım işte!


Dinginlik ve huzur getirdim;

Yılların yorgunu kalbine, 

Artık üzülme, bu yürek hep seninle; 

Ve sana benden en büyük hediye...


Nevfel Baytar'dan... 

21 Mart 2024, tarihinde ve günlerden 

Perşembe, Dünya Şiir Günü'nde. 

Ankara'da, evinden hediye...







 










 

Yorumlar

  1. Her aşk onu yaşayanlar için efsanedir.Guzel bir şiir olmuş.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Masal

Masal ... Neden olsun isteriz, Masallardaki aşklar gerçek? Mutlu gülüşler sonsuz, Birliktelikler, sorunsuz? ... Niye çok isteriz hep? O da beni - benim kadar, Ve hatta benden de çok... Daha da çok sevsin diye? ... Nedir karşılıksız aşkları; Bu kadar değerli ve unutulmaz, Kavuşulan aşkları ise sıradan yapan? Nedir aşkı, maşuktan bile kopartan? ... Niye bekleriz hep, tutkuyla sevip de, Karşılık bulamadığımız aşklar; Önümüzde serpilip büyüsün diye, Bilerek ve beyhude bir çırpınış ile? ... Neden çok sevilen anlamaz, Sevildiğini ve değer verildiğini? Bu güzel masalın her harfinin Bizzat kendisi için; yazılıp, çizildiğini?  ... Neden küçümsenir ki sevenin sevgisi? Niye görülmez bülbüle yâr olan gül bahçesi? Niçin hep bir inat, hep bir tafra yüceltir, Ve daha değerli kılar, yarım bırakılan sevgiyi? ... Karşılık almadan sevebilmek, Ne kadar da ilahi ve yücedir, halbuki... Kim, neden heba eder ki aşığının sevgisini? Ve rehberi yapar boş yere kendi ümitsizliğini? ... Sen de biliy...

Sen Kimsin

Ben Kimim? Dün, "Dünya Erkekler Günü" imiş.  Ben de sosyal medyada bir haber sitesinde gördüm böyle bir günün olduğunu. Var olduğunu duymuştum elbette. 8 Mart tarihi ile karşılaştırınca, 19 Kasım neredeyse hiç birimize - hatta biz erkeklere bile - pek de anlamlı gelmiyor, değil mi? Zaten hayat erkeklere güzel diyenler var muhtemelen aranızda, bir de onların gününü mü kutlayalım da durup dururken icat çıkarıp bir de iş mi alalım başımıza? İşte bu bir bakış açısı ve cinsiyetlerin birbirlerinin ve kendi kimliklerini algılama konusu.  Bir itiraf ile başlayayım ben kimim sorusuna...Kitap okuma ve aldığı kitabı bitir(eme)me sorunsalım ile. Kütüphanem(iz)de okunmayı bekleyen onlarca kitap var. Zamanında arşivci bir refleks ile satın aldığım ve (bir gün?) okumayı hayal ettiğim pek çok yorgun ve bitkin kitap...  MoonReader diye bir e-kitap okuma programı kullanıyorum telefonumda (Amazon Kindle benzeri) epub ve pdf dosyalarını açan ve dilerseniz sesli olarak okuyan - bu...

Bir Mabet İnşa Etmek

Bir Mabet İnşa Etmek Güne çok ama çok sevdiğim kısacık bir öykü ile başlamak istiyorum. Darb-ı meselini başlıkta verdiğim bu sıcacık öyküyü ilk duyduğumda, bu menkıbemsi anlatı beni çok etkilemiş ve sonrasında da pek çok konuya, ilişkiye, işe, eğitimden dostluğa, bir ev kurmaktan evliliğe olan bakış açıma kadar hemen her konuya olan yaklaşımımı ve tutumumu yeniden gözden geçirmeme yol açmış ve özünde bana çok güzel bir bakış açısı kazandırmıştı. Yıllar yıllar önceydi. O dönemde çalıştığım üniversitenin akademik biriminde yöneticilik yapmakta idim. Yeni kurulmuş ve çok genç olan üniversitenin yabancı diller bölümünü ve hazırlık okulunu sıfırdan kurmak üzere "hep beraber" kolları sıvamıştık.  Yeni bir şeyler kurmanın heyecanıyla iştiyak ve arzuyla güzel ve az denenmiş şeyler yapmak istiyor; öğrencilere faydalı, etkili ve kaliteli bir dil eğitimi sunacak bir eğitim yuvası inşa etmeyi hayal ediyorduk.  Ancak tüm iş arkadaşlarınızın ve meslektaşlarınızın aynı heyecanı ...