Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yeni Yıl Kararları

Yeni Yıl Kararları  Pazar Yazıları No: 018 Yeni yıla iki gün içerisinde girmiş olacağız. 21. yüzyılın birinci çeyreğine merhaba diyerek koca bir yüzyılın dörtte birini de tüketmek üzereyiz... İngilizce kurslarına gidenler - veya dil eğitimi alanlar bilir. Gelecek zaman (Future Tense) öğrenilirken bazı ders kitapları okuma veya dinleme metni olarak "New Year's Resolutions" başlığı altında gelecek zamanı farklı insanların ağızlarından aktarmaya çalışırlar.   Diğer bazı dillerden ve belki de dil ailelerinden farklı olarak İngilizce'de gelecek zamanı veren farklı yapılar mevcuttur. Kesin, planlanmış ve/veya kaçınılmaz gelecek zamanı ifade etmek için "going to" yapısı kullanılır.  Örneğin: "I have bought the plane tickets; we are going to see Italy next Saturday" gibi. Yani "biletleri aldım haftaya ... a gidiyoruz" gibi... Biletlerin alınmış olması bu cümleyi 'going to' yapısıyla kullanmayı tercih etmeniz gerektiğini ima ed...

Kahramanın Yolculuğu

Pazar Yazıları No: 017 Kahramanın Yolculuğu  Bugün 22 Aralık ve dün teknik olarak, (Einstein'ın zamanın görecelik teoreminden ayrı biçimde elbette), yılın en uzun gecesinin ardından (21 Aralık) resmi olarak Oğlak dönencesiyle birlikte güneş ışınlarının yeryüzüne dik gelmesinin de etkisiyle olsa gerek, bu tarih ile birlikte güney yarım kürede yaz, kuzey yarım kürede kış başlangıcı oldu. Ortaokul ve liselerde öğretilen coğrafya bilgisini paylaşıyorum sizlerle sadece... Ve bu tarihten itibaren kuzey yarım kürede gündüzler uzamaya (kış gündönümü) güney yarım kürede tam tersine kısalmaya (Yaz gündönümü) başlar. Özetle, yılın en kısa gündüzü ve en uzun gecesi 21 Aralık'ta yaşanır. Zaman dualist biçimde tersine akmaya başlar.  Vücudumuz da biyolojik saatlerimizi yeniden kurmaya başlar ve bu dairesel (cyclical) zaman algısını çizgisel (linear) anlatmak için insanların geliştirdiği zaman dilimlerini (gün, ay ve yıl  sadece) tekrar tekrar yaşamaya devam ederiz bu döngüs...

Küçük İnsanın Büyük Dertleri Üzerine

Pazar Yazıları No:016 Küçük İnsanın Büyük Dertleri Üzerine  İnsanoğlu çok ilginç bir mahluk. Zannederim (bildiğimiz görülebilir evren sınırları dahilinde) insan dediğimiz bu yaşam formu yeryüzü dediğimiz bu mavi gezegendeki en zeki (en akıllı diyemiyorum) varlık gibi görünüyor.  Şimdilik... Dün izlediğim bir videoda Yapay Zeka (AI - Artificial Intelligence) kuramının arkasındaki Nobel ödüllü İngiliz fizikçi Geoffrey Hinton ile yapılan mülakat beni çok ama çok derinden sarstı...  Artık yapay zekanın insandan daha zeki bir form olduğu kabül edilen bir gerçek olmak üzere. Tüm bilgisayarların fişini çekmediğimiz müddetçe durum bu. Zeka? (Bilgiyi işleme kapasitesi mi?) ve soruları cevaplama konusunda net bir biçimde ikinciliğe düşmüş durumdayız. Yani kendi elimizle yarattığımız bir canavarı giderek daha da akıllı ve bilgili ve bilge (wise) hale getiriyoruz. Zira bu makineler artık sorulan soruları analiz ve sonrasında sentezleyerek en olası optimum cevabı verebiliy...

Hayattan Bir Yaş Daha Almak

 Hayattan Bir Yaş Daha Almak  Hayattan saniyeler, dakikalar, günler, haftalar, aylar ve yıllar almaya kısaca yaşlar almaya devam ediyoruz... Var oldukça...  12.12 tarihi benim için kişisel bir milat. Yaklaşık olarak yarım asrın üzerine bir de onda biri yıl kadar daha bedenen var olmuşum dünya denen bu geçici mekan üzerinde...  Bir süre kadar daha da bu misafirliğin devam etmesi mümkün... Kısmet, göreceğiz bakalım 😉.  Doğum günü kutlamak kendimi bildim bileli pek anlam ifade etmedi benim için açıkçası. Konu yeryüzüne gelmiş olmak mıydı, yoksa yeryüzünde güzel anılar biriktirip buradan mutlu bir tebessüm ile ayrılmak mıydı en başından beri tartıştım zihnimde...  Uzun yıllar önce, Marlo Morgan'ın "Bir Çift Yürek" adlı romanını okumuştum. Hiç doğum günü kutlaması yapmadığım yıllar idi o dönem zannederim.  Romanda, kendilerine "yeryüzünün gerçek insanları " diyen Avustralya yerlilerinin - aborijinlerin - hayata bakışı konusunda muhteşem bir tes...

Şeb-i Arûs'un Hissettirdikleri

Şeb-i Arûs'un Hissettirdikleri  Pazar Yazıları No: 015  Uzun zamandır görmeyi istediğim ama bir türlü gitme imkanı bulamadığım bir törene katılma imkanı oldu. Dışarıdan bakıldığında bir tür ritüel veya dini veya kültürel bir faaliyet dahi olsa, iki açıdan Şeb i Arûs çok istisnai bir tören idi benim açımdan. Mevlana Celaleddin Rumî hakkında çok şey bilmiyorum açıkçası. Mesnevi'den parça parça öyküler okudum. Elif Şafak'ın Aşk adlı Şems-i Tebrizî ile ilgili romanında kısmen tanıdım romansı bir örgü içinde. Bir de yol boyunca rehberin anlattığı anekdotlar. Ayrıca dünyanın büyük bir kısmı için Rumî çok ince özlü sözlerin ve derin anlamların ve bir kalp rehberliğinin müsebbibi. İlk gençlik dönemlerinde Mevlana ve benzeri tarikat ve dini oluşumlar benim için sadece göz ardı edilecek gerçek hayattan uzak, akılcı olmayan, dini çok bireysel ve kişi düzleminde algılayan inancın ictimai yönünü yok sayan kişiye özel ve kişi ile sınırlı ve dar çerçevesi olan sığ öğretilerden...

Mutsuzluk Senaristleri

Pazar Yazıları No: 014 Mutsuzluk Senaristleri Bugün Pazar. Cuma ve Cumartesi kadar kutsal ve serbest bir gün ve Ankara'da Charles Dickens ve Edgar Alan Poe öyküleri tadında sisli, gotik ve kasvetli bir hava var.  Tam bir itiraf günü tadında boğuk ve sisli bir hava. Bu mecrayı (sosyal medya) bir tür arınma odası gibi kullanmak istedim bugün; Hristiyanlık inancındaki gibi işin kolayına kaçmayıp bir itiraf kabinine (confession booth) girip günah çıkartmak yerine kendimi kendime anlatmayı deneyeceğim - bu satırları okuyacak siz değerli okuyucu şahitlerin huzurunda... Bazı kavramları anlamak ve anlatmak için bazen o kavramın ters/olumsuz anlamından hareket etmek ve kavramı anlamak için ters yönden kavrama doğru anlamak için ilerlemek gerekebilir. Belki de mutsuzluğu anlamak için bizzat kendimizin bireysel mutluluk algısını kafamızda netleştirmemiz gerekebilir.  Dil ve kelimelerle uğraşan ve kelimelerin gücü ve esrarına inanan birisi olarak hep şu iki şeye inandım. Öncel...

Açık Kapılarımız

Açık Kapılarımız Pazar Yazıları No 012 Uzun zaman sonra (aslında aylar sonra) tekrar merhaba. Pek çok açıdan çok yoğun bir çalışma dönemi içerinde idim "kaybolduğum" dönemde. Hem de çok yoğun biçimde, hem okulda yüzyüze hem de özel dersler ve kurslar verdim. En yoğun geçen ders verme dönemlerindeki haftalarda bazen günde 8-10 saat haftada bazen 45 saat derse girdiğim dönemler oldu.  Bunun dışında akşamları dersten arta kalan vakitlerde bol bol yerli ve yabancı dizi ve film izledik Youtube, Netflix, Amazon Prime gibi platformlarda eşim ile birlikte. Komedi dizileri onca dersin üstüne zihni boşaltma anlamında çok iyi geldi bize...  Her fırsatta bol bol seyahat ettik. Yeni destinasyon olarak belirlediğimiz Ankara'ya en yakın deniz olan Akçakoca, bir rutin olarak gittiğimiz İstanbul ve sıla i rahim olan Kütahya ziyaretleri ve de uluslararası satranç turnuvası sebebiyle kendine eşlik edip bir yandan da oğlumla kaçamak bir tatil yaptığımız Hırvatistan macerası da bu araya sıkış...