Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şubat, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gemicilik Sanatı

Gemicilik Sanatı  İngiliz Edebiyatının en ünlü yazarlarından birisi olan Joseph Conrad, Polonya doğumlu sonradan İngilizce öğrenen ve asıl adı Józef Teodor Konrad Korzeniowski babası siyasi bir aktivist olduğu için sürgün edilen Marsilya'da denizcilik eğitimi alan ve bu nedenle de denizcilikle ilgili en çok terim kullanılan romanların yazarı Başlıca eserleri arasında The Nigger of the 'Narcissus' (1897) Heart of Darkness (1899) Lord Jim (1900) Typhoon (1902) Nostromo (1904) The Secret Agent (1907) ve Under Western Eyes (1911) bulunuyor. Çoğu Türkçe'ye çevrilmiş eserler. "Karanlığın Yüreği/Kalbi' en önemli eseri deniyor. Ben, Under Western Eyes (Batı Gözüyle) isimli romanını çok severek okumuştum.   Bu arada burada yazacağım bilgiler tamamen kendi eski okumalarıma dayalı aklımda parça pinçik kalan kırıntılar. Zihnimde köpük köpük gibi duran bu küçük parçacıkları birleştirerek yap-bozu beraber tamamlayacağız dilbilimsel çağrışımlar üzerinden. Her bir ...

Titanyum Çubukları

Titanyum Çubukları  Uzun süredir yazı yazmaya elim gitmedi açıkçası. Deprem hepimizin gündemindeki ilk öncelik doğal olarak. Ölümler, enkazlar, yardım kampanyaları, hafriyat çalışmaları, online eğitim, siyasi nobranlık, çadır tartışmaları, bina güçlendirme programları, yumuşatılmış bir kavram olarak "refakatçisi bulunmayan çocuklara yönelik eğitim! girişimleri", deprem psikolojisi ve travması vs vs ile dopdolu bir gündem - Son yılların en uzun Şubat ayı...   Özetle ülkece çok yoğun bir psikolojik süreçten, travmadan ve sınavdan geçiyoruz. Millet olarak kendimizi tanıyor ve zaaf ve zayıf yönlerimizi ve güçlü taraflarımızı tekrar mütalaa ediyoruz hep birlikte.  Bu süreçte pek çok şey görüyor ve okuyor ve dinliyoruz ilgili kişilerden, bilim insanlarından ve bilirkişilerden.  Kişisel olarak komplo teorileri ile ilgili yazı ve kitap okumayı seven birisiyim. Çoğuna inanmasam da eğlenceli buluyorum o tip yazıları, çizimleri ve filmleri.  Dünyayı yönlen...

23

23 23 Rakamı aklınıza ilk olarak ne getirdi?  Muhtemelen içinde bulunduğumuz yılın kısa biçimiyle söylenmiş hali zannederim ilk akla gelen? 2023 yerine 23 kısaltması çok büyük ihtimalle çağrışım yapan ilk ilintili rakam.  Kimi Cumhuriyetin yüzüncü yılı nedeniyle belki de 1923 yılının kısaltılmış halini aklına getirmiş olabilir. Bazıları için kendi yaşı da olabilir. Bir tanıdığının yaşı belki de kardeş, arkadaş, yakın bir arkadaşın yaşı - belki üniversitesiteyi bitirdiğiniz yaş 23? Belki de nişanlanma evlilik yaşı kimileri için... Daha romantik çağrışımlar gelmiş olabilir kimileri için. Daha genç arkadaşlar için belki bir hedef yaş 23 - mezuniyet yaşı, iş kurma yaşı da olabilir.  Maalesef hiç biri değil.  23 kez imar affı çıkarılmış bu ülkede cumhuriyet tarihi boyunca. 23 kez!  İlk kez 1984 yılında çıkmış imar affı. İşin daha acı tarafı imar affı için seçilen terimlerden birisi de "imar barışı"! Dil ile ilgilenen birisi olarak, ilk hissettiğim şu; 'ba...

Üç Kere Beş Yirmibeş

Üç Kere Beş Yirmibeş  Çok üzgünüm. Çok mutsuzum. Çok canım sıkkın. Ve de çok kızgın ve kırgınım...  Tam bir duygu karmaşası içindeyim; toplumunun çok büyük bir kısmının hepimizin şu aralar yaşadığı gibi... Bir taraftan yoğun bir bilgi kirliliği, bir taraftan hayata tutunma çabaları, diğer yandan sorulması gereken sorular ve havada uçuşan rakamlar, sadece sayıdan ibaret olmayan öyküler ve hayatlar, parmaklarımızın arasindan kayıp giden onca hayat ve sorgulamanyan hayatlar sorulamayan hesaplar... Allak bullak her şey... Depremle ilgili bu mecradan bir yazı yazıp sonra kendime otosansür uygulayarak yazıyı buradan kaldırmıştım. "Masum Değiliz Hiç Birimiz" başlıklı ağır öz eleştiri içeren yazı blog sayfamda hala duruyor ama bu durum üzüntü ve kızgınlığımın geçmesine yetmiyor - yetemiyor. Bazen ağız dolusu küfretmek istiyor insan avazı çıktığı kadar çığlık çığlığa...  Hiç televizyon izlemeyen birisi olarak 7-8 gün boyunca sadece insanların enkaz altından çıkarılması...

Masum Değiliz Hiç Birimiz

Neyi Yanlış Yapıyoruz? Ülkemiz bu coğrafyada meydana gelmiş belki de tarihteki en güçlü yıkıcı etkiye sahip (130 atom bombası etkisi!) depremler ve uzun süre devam edecek artçılara şahitlik etti ve hâlâ da ediyor. Ve de maalesef uzun yıllar edecek... Hem de çok acı bir şekilde edecek. Muhtemelen on binlerce yaşam, yüz binlerce konut ve milyonlarca insanımız bu felaketten bir biçimde etkilenerek çıkmış olacak ve bu ülkenin tarihinde çok belirgin bir milat olarak ilelebet hafızalarda yer alacak bugün yaşadığımız bu realite. Dünyanın üç kadim kıtasının birleşim yeri olan milyarlarca tonluk kayaçların yüzlerce yıl sonra gerçekleşen tektonik yanal hareketi ile yoğun nüfuslu denebilecek bir bölgede üstelik de gecenin en sessiz zamanı çok soğuk ve karlı bir kış gününde gerçekleşti makus deprem... En önemlisi de 1999 depremini yaşamış, fiziki deprem haritası en yüksek riski temsil eden renk olan kırmızı boyayla boydan boya boyanmış bir deprem kuşağında yer alan pek çok fay hattını...

Ezel ve Ebed

Ezel ve Ebed Eski yazılarımı okuyanlar fark ermiştir, zaman nosyonu beni hep büyüleyen bir kavram oldu. O nedenle pek çok kez yazı yazdım bu konuda, belki de beyhude bir anlama çabasıyla. Zira hep zaman denen ve muhtemelen de sonradan yaratılmış olan bu kavramın içinde kendimizi - istesek de, istemesek de - var olmuş bir şekilde bulmanın verdiği içgüdüsel bir huzursuzluk ile sürekli beynimi tırmaladığı için de olabilir zaman mefumuna karşı duyduğum bu merak.  Arapça'dan farklı olarak İngilizce dilinde "ezel ve ebed" için ayrı birer kavram olmamasını çok ama çok ilginç buluyorum. Felsefenin ana çıkış yeri ve Aristo'nun anavatanı olan Antikite'nin ana dili Antik Yunancada / Grekçe'de bile ezel ve ebed için tek bir sözcüğün kullanılıyor olması garip bir durum. İngilizce çevirisi için sözlüğe; "ezel ve ebed" veya sıfat biçimiyle "ezeli ve ebedi" yazdığınızda karşınıza komik biçimde; "eternal and eternal" karşılığı çıkıyor....